Hasımsız açılan mirasçılık belgesi verilmesi davasında mirasçılığın her türlü delille kanıtlanabileceği, bir mahkemenin verdiği yetkiye dayalı açılan davalarda da mahkemece mirasçılık belgesi istenen kişinin hiç yaşamadığı belirlenmedikçe davanın reddine karar verilemeyeceği, o halde davanın yetki belgesine dayanarak ispat imkanı kısıtlı 3. kişi tarafından açılmış olduğu ve murisin nüfusa kayıtlı olmadığı gözönüne alınarak, mahkemece yetki verilen dosyadaki tapu kaydı, kadastro tutanağı tanıklara gösterilmek suretiyle beyanları alınmalı, bütün aramalara rağmen mirasçıları tespit edilemezse son mirasçının hazine olduğu-
Haklı nedenlere dayanılarak adın ve soyadın değiştirilmesinin hakimden istenebileceği-
Nüfusa kaydedilmeyip kendisinden önce ölen kardeşinin kaydını kullandığını iddia eden davacının talebinin görev yönünden reddi gerekeceği-
Davacının soyadı değişikliğini talep ettiği davada,1587 Sayılı Nüfus Yasası' nın 46. maddesi uyarınca soyadı değişikliğine ilişkin talepler ancak mahkeme kararı ile mümkün olacağından, mahkemece yerinde olmayan’’ talebin nüfus müdürlüğünce yerine getirilmesi gerekeceği gerekçesiyle’’ görevsizlik kararı vermesinin, hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Soyadı değiştirme davalarında, sözcüğün Türkçe olup olmadığına bakılmaksızın, haklı nedenlere dayanan davacının istemi doğrultusunda karar verilmesi gerekeceği–
Doğum ve ölüm tarihlerinin her türlü delil (bu arada tanık) ile isbat edilebileceği-
Mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle açılan davaların çekişmesiz yargıya tabi olması nedeniyle bu tür davalarda resen araştırma prensibinin uygulanacağı, mirasçılar tarafından açılmış bu tür davalarda davacının sadece kendisinin mirasçı olduğu, kendisi ile miras bırakan arasındaki soybağını kanıtlamak zorunda olduğu, başka mirasçı bulunup bulunmadığının ve miras paylarının ise Mahkemece resen belirleneceği-
İcra dosyasında yapılan araştırmadan borçlunun adresinde bulunmadığından bahisle mernis adresine tebliğ edilmesi, haciz tutanakları borç miktarı, malvarlığı araştırması göz önüne alındığında, kaçak olduğunun görüldüğü, Yargıtay içtihatlarına göre bu nedenle, borçlunun aciz halinin gerçekleşmiş sayılması, gerekeceği-
Dosya içerisindeki nüfus kayıt tablosu içeriğinden yaşının düzeltilmesi istenilenin, davanın açıldığı tarih itibariyle ergin ve medeni hakları kullanmaya yetkili bulunduğu anlaşılmakla, doğum tarihinin düzeltilmesi davasını doğrudan kendisinin açması gerekirken, anne ve babanın böyle bir davayı açmakta aktif husumet ehliyetinin olmadığı ve bizzat yaşı düzeltilecek olan ergin ve medeni hakları kullanmaya yetkili bulunan tarafından açılmış bir dava bulunmadığı gözetilmeden davaya bakılıp işin esası hakkında hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Davalının delil olarak dayandığı nüfus teskeresi ve .......... Sulh Hukuk Mahkemesinin ............. sayılı mirasçılık belgesine göre, davalının kayıt maliki olduğunu iddia ettiği şahsın 1323 yılında öldüğü, taşınmaz kayıt maliki tarafından 1338 ve 1339 (hicri takvime göre) tarihlerinde tapuda bizzat yapılan pay satış işlemleri ve işlem dosyalarına sunduğu 09.02.1323 tarihli nüfus tezkerelerindeki bilgiler dikkate alındığında ise, davalının bu yöndeki temyiz itirazlarının yerinde olmadığı- Mirasbırakan S.’ın, 18.03.1924 (1340) tarihinde ölümü ile geriye tek mirasçısı eşinin kaldığı, mirasbırakan 743 sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlük tarihinden önce ölmüş olup mirasçılık belgesi mülkte (emlakte) Feraiz hükümlerinin, arazide ise 21.02.1328 (1912) tarihli İkinci Tevsii İntikal Nizamnamesi hükümlerinin uygulanması, mirasçılardan 743 sayılı Medeni Kanun ve 4271 sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlüğünden sonra ölenler olduğu taktirde, mülk ve arazi ayırt edilmeksizin ilgili Medeni Kanun hükümlerinin uygulanması bu suretle mirasçıların ve paylarının belirlenmesi gerekeceği- 21.02.1328 tarihli İkinci Tevsii İntikal Kanunu'nun 7. maddesine göre, birinci ve ikinci derecedeki miras sahiplerinden veya büyük baba veya büyük analardan hiçbiri bulunmazsa karı veya koca arazide, mirasın tamamına hak kazanacağından mahkemece araziye ilişkin belirlenen mirasçılar ve miras payları isabetli ise de emlakte feraiz hükümlerine göre belirlenen mirasçılar ve miras paylarının doğru olmadığı, emlakte feraiz hükümlerine göre, mirasçılardan sadece mirasbırakanın karısı kalmış ise, sağ kalan karının mirasın 1/4’ünü alacağı, kalanının ise Hazine'ye ait olacağı, ancak mahkemece emlakte feraiz hükümlerine göre Hazine’nin mirasçılığı ve miras payı dikkate alınmaksızın tüm pay ........ mirasçısı olan davacılara verilmesinin yerinde olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.