Takibe dayanak ilamda iki adet davalı olduğu ve davalıların müteselsilen sorumlu oldukları yönünde bir açıklamaya hükümde yer verilmediği, bu durumda davalıların ilamda belirtilen vekalet ücreti ve yargılama giderinden eşit oranda sorumlu olacakları-
Takip dayanağı ilamın hüküm bölümünün 5 numaralı bendinde; bakiye 7.775 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline denildiği halde, diğer bentlerinde belirlenen alacakları '' davalıdan tahsil ile davacıya verilmesi'' şeklinde hükme bağlandığı, anılan bentlerde müştereken ve müteselsilen tahsil hükmü bulunmadığı ve ilamda iki davalı olduğuna göre, belirlenen alacak kalemlerinin davalılardan eşit olarak tahsil edilebileceğinin kabulünün gerekeceği-
İlke olarak her davanın, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre hükme bağlanacağı- Dava açıldıktan sonra meydana gelen bir nedenle dava konusunun ortadan kalkması; eş söyleyişle tarafların, davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmaması halinde işin esası hakkında infaz kabiliyeti olan bir hüküm kurulmayacağı- Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun yada Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmaması durumunda davanın konusuz kalmasından söz edileceği ve böyle bir durum söz konusu olduğunda mahkemenin yargılamaya devam etmesine gerek olmayacağı- Şikayet olunan vekili, icra emrine konu aracın kendilerine teslim edildiğine dair beyanda bulunduğundan, araç kendisine teslim edilen takip alacaklısının icra emri ile elde etmek istediği amaca ulaşmış olduğu ve tarafların işin esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararı kalmadığı-
HMK. mad. 297/2 uyarınca, hükmün sonuç kısmında, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekeceği-
İlamın infaz edilecek kısmı yorum yoluyla belirlenemeyeceği- İlk derece mahkemesince kurulan hükümde; "Davacının davasının kabulü ile takibin davacı yönünden kısmen iptaline ve icra emrinde davacının sorumlu olacağı alacak miktarlarının ... bilirkişi raporuna göre düzeltilmesine ve takibin davacı yönünden bu miktarlar üzerinden devamına, bilirkişi raporunun karara eklenmesine" şeklinde hüküm kurulduğu, anılan ilamın hüküm kısmının, bu haliyle şüphe ve tereddüte yer vermeyecek biçimde açık ve infaza elverişli olmadığı-
Tedbir ara kararı ilam niteliğinde olmadığından ilamlı icra takibinde bulunulamayacağı-  (Konkordato talepli davaya bakan) ticaret mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararının infazı ile ilgili isteğin ilamlı icra yolu ile infaz edilemeyeceği, tedbirin infazı için icra müdürlüğü veya yazı işleri müdürü veya bir başka adliye görevlisinin infaz memuru olarak tayin edileceği- İhtiyati tedbir kararlarının esasına ve infazına yönelik şikayetlere tedbir kararını veren mahkemece bakılması gerektiği- Tedbir kararına dayalı olarak takip başlatılması halinde takibin iptaline yönelik şikayeti inceleme görevinin icra mahkemesine ait olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.