İcareteynli veya mukataalı vakıf malın, asıl malikinin mutasarrıfı değil, vakıf tüzel kişiliğinin olduğu, mutasarrıf adına bulunan kaydın mülkiyete değil ancak, tasarrufa delalet edeceği, eş anlatımla, mülkiyeti vakfında kalmak üzere kullanma hakkının, mutasarrıfına ve onun ölümü halinde de mirasçılarına geçeceği, 2762 sayılı Vakıflar Kanunu ile icareteynli ve mukataalı vakıf taşınmazların tasfiyesinin amaçlandığı, 10 yıl içinde taviz vermek yoluyla icareteyn veya mukataa kayıtları terkin edilmemiş gayrimenkullerin mülkiyetinin, 10 yıl sonunda kendiliğinden mutasarrıfına geçeceği ve vakfın hakkının ivaza döneceği, mülkiyeti mutasarrıfına geçmiş olan gayrimenkullerde, maliklerin kanunun yayımı tarihine kadar ölmeleri üzerine son mirasçı sıfatıyla Hazine’ye intikal edipte bu husus tapu kaydına işlenmiş bulunanlar ayrık bırakılarak, işlenmemiş olan taşınmazların mahlulen vakfına rücu edeceği, mahluliyet kararlarına yönelik itirazların adli yargıda çözülmesinin gerektiği-
Kayyımlığın kaldırılmasında görevli mahkemenin, vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesi olduğu–
8. HD. 18.01.2018 T. E: 2017/8992, K: 804-
Kayyımlığın kaldırılması-
8. HD. 14.03.2019 T. E: 1146, K: 2695-
Hâkimin, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebileceği-
3561 sayılı Kanuna dayalı olarak açılan kayyım atanması kararının kaldırılması istemi-
Adına kayyım atanan kişinin mirasçısı olduklarını ileri sürenler tarafından usulüne uygun şekilde harcı yatırılarak açılmış bir kayyımlığın kaldırılması davası bulunmadığından, HMK'nin 26. maddesi gereği yazılı taleple bağlılık kuralı gereği usule uygun davası bulunmayan mirasçılar lehine olacak şekilde kayyımlığın kaldırılmasına dair hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.