Belirtmeliklerde sözü edilen tapu kayıtlarının belirlenmesi, gerekirse Hazine vekilinden kayıtlara ait bilgilerin istenilmesi, verilecek bilgilere göre kayıtların eksiksiz olarak Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilerek dosya arasına konulması, ondan sonra çevreyi bilen yaşlı, bilgi ve görgü sahibi yerel bilirkişi ve teknik bilirkişiler aracılığıyla dava konusu taşınmazlara uygulanması, taşınmazların kaçak ve yitik kişilere ait tapu kayıtlarının kapsamında kalıp kalmadıklarının saptanması, tapu kapsamında kalan yerlerin teknik bilirkişi tarafından krokilerine işaret edilmesi, uyuşmazlığın niteliğine göre tüm deliller eksiksiz olarak toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Bir yerin toprak tevzi komisyonunca mera olarak tahsis edilmiş olmasının, evveliyatı itibarıyla da o yerin mutlak surette mera olarak kabulüne yeterli olmayacağı, ancak söz konusu komisyonca bir yerin mera olarak tahsisinin yapılmış olması durumunda gerçek kişinin o yerdeki zilyetliğinin sona ereceği-
Bir arazinin kullanım süresi ve niteliğini en iyi belirleme yönteminin hava fotoğrafları olduğu, bu hava fotoğraflarının stereoskopik aletle incelenmesinin gerektiği, hava fotoğraflarının bu şekilde incelenmesi durumunda taşınmazın 3 boyutlu görülebileceği ve sınırlarının belirlenebileceği, bu yolla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin mümkün olabileceği-
Davacı taksim, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile adına tescili; birleşen dosya davacısı ise, taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile babası .... mirasçıları adına tescili istemiyle ayrı ayrı dava açmıştır.
Kaydın intikali sırasında yapılan değişikliklerin yasal ve haklı dayanağı kanıtlanamadığından kaydın sınırlarındaki değişikliklere değer verilmesinin mümkün olmayacağı, kök tapu kaydının tarik dışında hiçbir sınırının zeminde bulunmadığı, intikal sırasındaki sınırları değiştiren tapu kaydında ise mer’a, H. tarlası, B. ve Keli sınırlarının gösterilmediği, her ne kadar bilirkişiler Keli sınırının batıda olduğunu açıklamışlar ise de batıda yol olduğuna göre aynı yönde hem yolun hem kelinin bulunmasının ve bunların kaydın oluşturulduğu tarihte aynı yönde ayrı ayrı gösterilmesinin mümkün olmayacağı-
Satıcılar tarafından kazanılan bir yerin Hazine adına tapuya tescili yolsuz tescile yol açıp, böyle bir kayda karşı taşınmazın ilk maliki dava açabileceği gibi dava hakkını devralan sonraki alıcılarının da açmasının mümkün olduğu-
Kural olarak mahkemece bir yerin mera olarak kabul edilebilmesinin, taşınmazın yetkili idari merciler tarafından mera olarak tahsis edilmiş olması ya da taşınmazın öncesi bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kullanılagelen kamu malı niteliğinde mera olduğunun saptanmasına bağlı olacağı-
36 No’lu Toprak Komisyonunun 26/11/1970 tarihli kararı ile yapılan tahsis ve zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil istemi-
Kazanmayı sağlayan zilyetlikle taşınmaz edinme koşulları ve süresi, Toprak Tevzi Komisyonunca Hazine adına tapu kayıtlarının oluşturulduğu tarihten geriye doğru hesaplanmakta olup, miras bırakanın tek başına alabileceği miktardan fazlasının mirasçıların olmasının düşünülemeyeceği, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmüne göre; zilyetliğin bu Kanunda yazılı belgelerden birisi ile ispatı yoluna gidilmeyen hallerde, zilyedin aynı çalışma alanı içinde kazanabileceği miktarın sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçmeyeceği-
Davacı Hazine'nin tapu kayıtları varsa uygulanmalı, tapu kayıtları taşınmazı kapsamıyorsa dava konusu taşınmaz hakkında toprak komisyonunca ne gibi işlem yapıldığı ve ne olarak bırakıldığı belirlenmeli, dava konusu taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulup saptanmalı, taşınmazın geleneksel mera olup olmadığı araştırılmalı, teknik bilirkişiye tapu kaydı belirtmelik tutanağı varsa mera tahsis haritası ve dava dosyası kapsamını belirtir ve keşfi takibe imkan veren kroki düzenlettirilmeli, ziraat bilirkişisinden taşınmazın toprak yapısı, eğimi, niteliği, mera vasfında olup olmadığı hususunda gerekçeli rapor alınmalı, kanunları uyarınca Hazine'ye intikal eden yerler ile mera nitelikli yerlerin zilyetlik ile kazanılamayacağı düşünülmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak kanıtlar birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmasının gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor