Yabancı tahkim kararının yoklukla malul olduğunun tespiti, olmadığı taktirde iptali istemi ile açılan davaya asliye ticaret mahkemesinde bakılması gerektiği-
Davalı, yargılama aşamasında 1965 tarihli Lahey Sözleşmesi’ne uygun olarak merkezi makam aracılığıyla yapılan tebligat ile duruşmaya usule uygun şekilde çağrıldığı, kendisine “o yer” kanunu olan Alman Usul Kanunu’nun 276/I maddesi gereğince savunma yapması için dört hafta süre verildiği ve savunma yapmadığı veya kendisini bir avukat aracılığıyla temsil ettirmediği takdirde davacının talebi üzerine hakkında gıyabi karar verilebileceğinin ihtar edildiği, buna rağmen davalı tarafından savunma yapılmadığı ve avukat görevlendirilmediği, bu nedenle Alman Usul Kanunu’na uygun bir şekilde (m. 331/3 ve m. 276) davalının gıyabında karar verildiği anlaşıldığından, tenfizi istenilen kararın Alman kanunlarına uygun alarak verildiği ve davalı hakkında gıyabi karar verilmesinin davalının savunma hakkının ihlali niteliğinde olmadığı- MÖHUK 53/b gereğince, ilâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesinin dava dilekçesine eklenmesi gerektiği, ancak kararın dava tarihinden önce kesinleşmesi karşısında, kesinleşme şerhine yönelik eksikliğin yargılama sırasında giderilebileceği-
Davacı işçi tarafından işe iade kararının kesinleşmesi üzerine yasal on iş günü içinde işe iadesine karar verilen ortak girişim X ve Y işyerlerine ayrı ayrı ihtarname gönderilerek işe başlatılma talebinde bulunulduğu, X'e tebligat yapıldığı hâlde, adi ortaklığı oluşturan diğer ortak Y’nin işe iade kararı ve ticaret sicilinde belirtilen adresine çıkartılan tebligatın ise adresten taşınması nedeni ile iade edildiği- İşe iade başvurusu için Kanunda herhangi bir başvuru usul ya da yöntemi öngörülmediği- İşçi tarafından yazılı ya da ispat edilmesi koşuluyla sözlü olarak dahi başlama iradesinin gösterilmesinin yeterli olduğu- Bir başka anlatımla önem arz eden hususun iyi niyetli (işe) başlama çabasının karşı tarafa ulaştırılması olduğu- Tebligatlar şirketlerin işe iade kararı ve ticaret sicilinde kayıtlı adreslerine çıkarıldığından, Y Şirketinin resmi kayıtlarda belirtilen adresine tebligat yapılamamasının sorumluluğunun davacı işçiye yüklenemeyeceği- 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nu (TBK) 638/3. maddesine göre ortakların üçüncü kişiye karşı ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan aksi kararlaştırılmadığı müddetçe müteselsilen sorumlu oldukları- Bu nedenle TBK’nın anılan hükmü gereğince bozma kararından “adi ortaklığı oluşturan diğer ortağın da işe başlatma yükümlülüğü bulunmaktadır.” ifadesinin çıkartılması gerekmektiği-
Uyuşmazlığın; davalı şirket nezdinde 19.08.2005-06.02.2014 tarihleri arasında yedi dönem fasılalı olarak çalışan davacının 19.08.2005-21.11.2005; 20.10.2007-11.11.2008 ve 17.03.2013-06.02.2014 tarihleri arasında Rusya’da geçen çalışmaları dönemlerine ilişkin 17.08.2005, 18.10.2007 ve 18.03.2013 tarihli iş sözleşmelerinin ilgili hükümleri kapsamında Rusya Hukukunun uygulanması konusunda 5718 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinin birinci fıkrasına uygun ve geçerli bir hukuk seçimi yapıp yapmadıkları ayrıca bu dönemlerde Rusya Hukukunun mutad işyeri hukuku olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre Rusya Hukukunun mu yoksa sözleşmelerde öngörülen hukuk seçiminin geçerli olmadığı ve daha sıkı ilişkili hukukun Türk Hukuku olduğu kabulüne göre Türk Hukukunun mu uygulanması gerektiği noktasında toplandığı-
Kesin nitelikteki karara karşı verilen direnme kararının da kesin olduğunu kabul etmek, bozma sonucu ortaya çıkan hukuka aykırılığın sürdürülmesine yol açacağından, bu nitelikteki bir karara karşı direnilmesi hâlinde direnme kararına yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmeyip, direnme kararının incelenmesi gerektiği, aksi kabulün, bozma kararı ile doğan hukuka aykırılığın giderilmesi yönünden çözümsüzlüğe yol açacağı- "Yargılamanın iadesi talebini içeren dilekçenin ilk derece mahkemesince incelenip karara bağlanması gerektiği yönündeki özel dairenin bozma kararının isabetli olduğu" görüşü ile "yargılamanın iadesi talebi, kararı veren mahkemeye verilecek bir dilekçeyle yapılacağından yargılamanın iadesi talebini içeren dilekçenin bölge adliye mahkemesince incelenmesi gerektiği" görüşünün HGK. çoğunluğunca benimsenmediği-
Hukuk davalarında, hükümde kanun yolu süresinin hatalı gösterilmesi halinde, hatalı gösterilen kanun yolu süresi içerisinde yapılan kanun yolu başvurusunun incelenmesi gerektiği-
Trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemi-
Mahkemece alınan bilirkişi ek raporuna itibarla tanık beyanları uyarınca fazla çalışma, hafta tatili ile genel tatil ücreti alacakları, sunulan formlar, tanıkların yıllık izin taleplerinin imzalatılmasına rağmen kullandırılmadığına dair beyanları ile ücret bordroları da değerlendirilmek suretiyle ise yıllık izin ücreti alacağı hüküm altına alınmış, hükmü temyiz eden davalı vekili temyiz dilekçesinde; diğer hususların yanı sıra fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ile yıllık izin ücreti alacağı yönünden kararın hatalı olduğunu, özetle, dosyadaki ücret bordrolarının, banka kayıtlarının değerlendirilmediğini, yıllık izin formlarının dikkate alınmadığını ileri sürmüş ve Özel Dairece davalının temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasından sonra davalı vekilinin emsal dosyalarda verilen kararların Yargıtay 22. Hukuk Dairesi tarafından fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti yönlerinden bozulduğunu belirtilerek içtihat birliğinin sağlanması adına maddi hata düzeltilmesi talebi üzerine bu kez karar bozulmuş olup, davalının temyiz istemlerinin reddi ile onanmasına karar verilen bir kararın, Özel Dairece esasen savunmanın dayanağını oluşturan, yargılama aşamasında ileri sürülmüş ve temyiz konusu yapılmış nedenlerle bozulduğu, delillerin değerlendirilmesi sonucunda varılan hukukî sonucun yanlışlığı hukukî hata olarak kabul edilse dahi maddi hata olarak kabulünün mümkün olmadığı, bu nedenle onama kararının kaldırılmasını gerektirir maddi hata düzeltim nedenleri bulunmadığından direnme kararının usul ve yasaya uygun olduğu-
Tahkim davası-
Trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemi-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.