Mahkemece, iki mirasçılık belgesi arasında çelişki olması durumunda; çelişkinin giderilmesi için davacıya süre verilerek çelişki giderildiği takdirde satış vaadi sözleşmesi tarihinde kayıt malikinin mirasçılarının tamamının miras hak ve hisselerini davacıya satmayı vaat ettiklerinin anlaşılması halinde satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunacağından davanın kabulüne aksi halde davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
TBK. m. 147 (eBK. m. 126) uyarınca kira alacaklarında zamanaşımı süresi 5 yıl olduğundan, dava tarihinden geriye doğru 5 yıl hesaplanarak ve teslim tarihi de dikkate alınmak sureti ile kira alacağına hükmedilmesi gerektiği-
Paydaşlar arasındaki elatmanın önlenmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulması, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiğinin saptanılması, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlığın M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi gerekeceği-Taşınmazın kullanma biçiminin tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmesi, fiili bir kullanma biçiminin oluşması ve uzun süre paydaşların bu durumu benimsemeleri halinde kayıtta paylı, eylemsel olarak ( fiilen )bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunmasınnı, `akde vefa` kuralının yanında Medeni Kanunun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereği olduğu-
TMK'nin 713/2. maddesinde düzenlenen maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde taşınmazın rayiç değerinin davalı ... ... mirasçılarınından tahsili istemi-
Arz üzerindeki bütünleyici parça nitelikli muhtesatların mülkiyetinin arzın mülkiyetine tabi olduğu-
Hakimin, tarafların tüm talepleri hakkında bir karar vermek zorunda olduğu, karşı davada A blok zemin ve 1. kat no'lu taşınmazın tapu kaydı üzerine konulan şerhin kaldırılması talebi konusunda herhangi bir karar verilmemiş olmasının doğru olmadığı-
İştirak halinde mülkiyette mirasçılardan birinin tek başına, üçüncü kişilere yaptığı kayden tapu satışları ile satış vaadi sözleşmelerinin tüm mirasçılar katılmadığı için geçerli olmayacağı-
İştirak halindeki mülkiyete konu taşınmazın paydaşlarınca yapılan satış vaadi sözleşmesine dayanılarak tapu iptali ve tescil davası açılabileceği-
Sözleşmede kararlaştırılan tazminatın süresiz uygulanamayacağı, maktu tazminatın tarafları bağlayacağı süre sözleşmedeki teslim süresinin, gecikilen sürenin uzunluğu, öngörülen tazminat miktarı, geçen süre içinde gerçekleşen enflasyon, fiyat artışları, döviz fiyatları ve faiz oranlarındaki artış ve eksilişler ve rayiçlere göre istenebilecek miktar ile maktu tazminatın ödenmeye devam edilmesi halinde arsa sahibinin elde edeceği miktarlar da gözönünde tutulmak suretiyle bu hususta bilirkişi görüşünden de yararlanılarak, sözleşmedeki miktarın en az 1 yıl süreyle mutlak bağlayıcı olacağı ve maktuen belirlenen miktar ile rayiçlere göre saptanacak miktar arasında en az bir misli fark bulunması gerektiği de dikkate alınarak hakkaniyete uygun biçimde hakim tarafından takdir edilmesi gerekeceği, hakim tarafından belirlenen makul süreden sonraki gecikme tazminatı miktarının da; taşınmazın mevkii, konumu, ülkenin ve inşaatın yapıldığı yerin sosyo ekonomik koşulları da gözönünde tutulmak suretiyle ve sözleşmede kararlaştırılmış gecikme tazminatı yokmuş gibi gecikme tazminatının en az mahalli piyasa rayiçlerine göre mahrum kalınan kira bedeli kadar olacağı ilkesine göre bilirkişiye hesaplattırılması gerekeceği-
Somut olayda takip konusu alacağa ilişkin 10.11.2015 tarihli satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığı için geçerli kabul edilemeyeceği- Bu durumda adi şekilde yapılmış ve geçersiz olan 10.11.2015 tarihli taşınmaz satım sözleşmesine bağlı olarak kararlaştırılan cezai şarta ait hükümler de geçersiz olduğundan cezai şarta ilişkin takip konusu alacağın da gerçek bir alacak olduğundan bahsedilemeyeceği- Bu durumda eldeki davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.