Sözleşme şartlarına uyulmaması nedeniyle icra takibinde talep edilen “kira tazminatına" ilişkin alacak kalemi tazminat hukukunu ilgilendirdiğinden, bu alacak kaleminin yargılamayı gerektirdiği- Mahkemece davacının yargılamayı gerektiren kira tazminatı ve işlemiş faizi hakkındaki talepleri yönünden istemin reddine karar verilmesi gerektiği-
İflâstan sonra işleyen faiz alacağının sıra cetveline yazılamayacağı- İflâsın açılmasından sonra, adi alacaklar için -reeskont faizi oranında- yapılacak faiz ödemelerinin, "ana para"lar ödendikten sonra artan para üzerinden yapılacağı
Kira sözleşmesinde kiralananın "işyeri" olarak kullanılacağının kararlaştırılmış olması sebebi ile, öncelikle mahkemece usulüne uygun olarak tacir araştırması yapılması, davalı tacir ise sözleşmede kararlaştırılmış artış şartının geçerli olduğu ve tarafları bağlayacağı, tacir olmadığının belirlenmesi halinde ise artışın ÜFE oranını geçmeyeceği göz önünde bulundurularak talep edilebilecek kira bedelinin belirlenmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Baba ve annenin ayrı evlerde oturması ve ev başkanlığı ödevini eylemli olarak anneni üstlenmiş olması halinde, küçüğün zarar verici eyleminden dolayı babanın sorumlu tutulamayacağı–
İhbar olunan kimse; 6100 sayılı HMK'nin 64. ve 69. maddeleri uyarınca davada davalı sıfatını kazanamayacağı gibi, bu kişi aleyhine hüküm de kurulamayacağı-
Taahhüdü ihlal suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiğinden, 01/11/2016 tarihinde yapılan haciz sırasında alınan taahhütnamede, faiz olarak 1.797,43 Türk lirası belirtilmiş ise de, bunun taahhüt tarihine kadar ve taahhüt tarihinden ödeme tarihine kadar işleyecek faiz olup olmadığı hususunda açıklık olmadığı gibi, alacaklının ödeme tarihine kadar işleyecek faizden feragat beyanının da yer almadığı, bu sebeple belirsizlik bulunduğundan taahhüdün geçerli olmadığı ve sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı-
Kendi imzasını taşıyan genel kredi sözleşmesine dayalı olarak borçluya kullandırılan kredilere kefil davalının, kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olduğu, ne var ki, alınan bilirkişi raporunda kredi alacağının hangi sözleşmeden kaynaklandığı ve davalının sorumlu olduğu borç miktarı yeterince incelenip araştırılmadığı gibi raporun Yargıtay denetimine de elverişli olmadığı-
Duruşmayı bildirir tebligatın, istifa eden davacı vekili tarafından yetkilendirilen avukata yapıldığı, duruşmada ise davacılar ve vekilinin mazeret bildirmeksizin duruşma salonunda hazır olmadıkları gerekçesiyle HMK'nın 150/1. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, yetki belgesine dayanak vekalet ilişkisinde vekil tayin edilmiş olan avukatın istifa etmesinin ilgili vekaletnameye dayanılarak verilen yetki belgesini de menfi yönde etkileyeceği, dosyaya vekaletname sunulmak suretiyle davacı tarafın yargılamada yeni bir vekille temsil edildiği de gözetilerek istifa etmiş vekilin yetkilendirdiği avukata yapılan tebligatın usulsüz olduğu-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemi-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.