Faiz oranı konusunda alacaklı ile borçlu arasında yapılmış olan “bono dışındaki sözleşmelerde” öngörülen ve “bono nedeniyle” alınacak faizi belirleyen “akdi faiz” ile ilgili anlaşmanın tarafları bağlayacağı, 3095 sayılı Kanun’un 2. maddesine göre de “sözleşme ile yasal faizin aksinin kararlaştırılabileceği”, sözleşmede öngörülen faiz oranının uygulanabilmesi için ise, takip dayanağı bonoya açıkça atıf yapılmış olması diğer bir deyişle “bono bedeli hakkında sözleşmede kararlaştırılan faizin uygulanacağı”nın, bononun vade ve tanzim tarihleri ile miktarının belirtilmek suretiyle açıklanmış olmasının gerekeceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
İtirazın iptali davası dışında kalan miktarlara yönelik olarak tahsil talepli alacak davası açılmasının ve ayrı bir dava açılıp birleştirme yapılabileceği gibi ıslah ile de talepte bulunulmasının mümkün olduğu-
Taraflar arasında düzenlenen bankacılık hizmetleri sözleşmesi ve bu sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olduğu belirtilen ek sözleşme içeriğinden müşterinin cari hesap bakiyesinin müsait olmadığı durumlarda kredili mevduat hesabına havale emirleri uyarınca borç kaydedileceği anlaşıldığından, dava konusu sözleşme ve ekinin dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 4.maddesinde öngörülen bankacılık işlemleri çerçevesinde, ticari işlemlerden olduğunun kabulü gerekeceği- TTk.nun 8.maddesine göre, ticari işlerde faiz oranın serbestçe kararlaştırılabileceği, bu durumda Mahkemece 6098 sayılı TBK'nın 88 ve 120. maddelerindeki akdi ve temerrüt faizi oranlarının sınırlanmasına ilişkin hükümlerin somut olay bakımından uygulama yeri bulunmadığı-
Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde alacaklı tarafın 9.963,42 TL fazla faiz istediği tespit edildiği halde karar yerinde fazla istenen faizin istenilen paradan düşülerek işlemiş faizin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken işlemiş faizin 9.963,42 TL olarak düzeltilmesine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kira sözleşmesinde kira bedelinin yabancı para olan EURO olarak ödenmesi kararlaştırıldığından bunun tahsiline yönelik takibe itirazın kaldırılmasına karar verilerek icra inkar tazminatının ise Türk parası cinsinden belirlenmesi gerektiği-
Feri borç olan faiz borcunun akıbetinin asıl alacağa bağlı olduğu, aile mahkemesince hükmedilen asıl alacak hakkında tahsil edilmiş olduğuna göre, davacının ilk davadaki faiz hakkının karar tarihinden borcun icra takip dosyasına yatırıldığı tarihine kadar işleyecek kısım için devam ettiği, icra takibine dosya borcu yatırıldıktan sonraki döneme ilişkin faiz hakkının bulunmadığı- 
Somut olayda sanığın ciranta olarak borçlu sıfatıyla hakkında yapılan takip esnasında 20/12/2018 tarihli taahhütnamede takip çıkışına %10 oranında çek tazminatı dahil edilerek vekâlet ücreti, tahsil harcı, işleyen ve işleyecek faiz hesabı yapılmış olduğu anlaşılmakla, kanun hükmünde yer almayan cirantaların çek tazminatından sorumlu olmayacağı gözetilmeden verilen mahkumiyet kararının isabetli olmadığı-
Mahkemece verilen hükümde, davalı şirketin asıl alacak ve işlemiş faiz alacağından poliçe limiti uyarınca sorumlu olacağı belirtilmiş olmasına rağmen, poliçe limitinin ne miktarda olduğunun belirtilmemesi, davalının sorumlu olduğu miktarın tespiti açısından sorun oluşturacağı gözetilmeden yazılı olduğu şekilde hüküm kurulduğu, mahkemece sorumluluk miktarının açık ve anlaşılır biçimde tespit edilmesi için yapılması gerekenin, davalı şirketin komşu sorumluluk poliçe limiti belirtilerek sorumlu tutulması olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.