Ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş günlük süre geçtikten sonra yapılan imza itirazının «süre yönünden reddi» gerekeceği-
Haciz sırasında bulunmayan borçlunun İİK.nun 103. maddesi gereğince hacizden haberdar edilmesi gerekeceği, davet kağıdı ile haciz yokluğunda yapılmış olan alacaklıya veya borçluya verilen üç günlük sürenin, haciz işlemine karşı şikayet süresinin işlemeye başlamasını ve haciz işleminin kesinleşmesini sağlayacağı-
Yokluğunda alınan haciz kararlarından haberdar edilmeyen, 103 davet kağıdı da tebliğ edilmeyen borçlunun, istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenemediğinden, borçlunun davalı sıfatı ile davaya katılmasının sağlanması için, davacı alacaklıya süre ve imkan verilerek taraf teşkilinin sağlanması gerekeceği- Mahkemece; yöntemine uygun şekilde davacı alacaklıya süre verilmek suretiyle borçlunun davaya dahil edilmesi sağlanarak taraf teşkilinin tamamlanması, muvazaa iddiasının tespitine yönelik olarak ise marka devrine ilişkin sözleşmede belirtilen bedelin borçluya ödenip ödenmediğine ilişkin borçlu defterleri incelenerek, marka lisans (kullanım hakkı) sözleşmesinde belirtilen bedelin dava dışı kişiye ödenip ödenmediğine ilişkin olarak da üçüncü kişi defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak, üçüncü kişi ve borçlunun ticaret sicil kayıtları üzerinde adres değişiklikleri, tarihleri, ortakları, şube ve merkez adresleri, hisse devir tarihleri incelenmek suretiyle karar verilmesi gerekeceği-
İhalenin feshi davasında, muhammen bedelin üzerinde gerçekleşen satışta davacının ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunmadığı-
Menkul malların icra müdürlüğünce satışına karar verilmesi halinde satış kararının taraflara tebliği zorunlu değil ise de, icra müdürlüğünce bu hususun kararlaştırılması halinde karar gereğinin yerine getirilmesinin ve bunun usulüne uygun olarak tebliğ edilmesinin zorunlu olduğu-
Haczedilen traktörün römorkunun sermaye ağırlıklı olduğu bu nedenle buna ilişkin haczedilmezlik şikayetinin reddedilmesi gerekeceği–
İİK'nun 127. maddesi gereğince; taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneğinin borçluya tebliğ edilmesi gerekeceği, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olmasının veya usulsüz tebliğ edilmesinin ise başlı başına ihalenin feshi sebebi olacağı- Borçlunun bilinen adresine T.K.'nun 10/1. maddesi uyarınca normal tebligat çıkarılarak satış ilanının borçluya tebliğ edilmesi, bilinen adrese çıkarılacak tebligatın bila tebliğ dönmesi halinde ise, T.K.'nun 21/2. maddesine uygun olarak tebligat çıkarılması gerektiği halde; doğrudan doğruya T.K.'nun 21/2. maddesine göre gönderilen tebligatın usulüne uygun olmadığı- T.K'nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, iade edilmeyip "Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın TK'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması"na dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup; tebligatı çıkaran mercii tarafından anılan şekilde şerh verilmeden salt "mernis adresi" ibaresine dayanılarak, dağıtıcı tarafından 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağı- Tebliğ olunan evrakı tesellüm edenin adresini ihtiva eden (2) numaralı örneğe uygun olarak düzenlenen ihbarnamenin gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırıldığına ilişkin şerhin tebliğ belgesinde bulunmamasının usüle aykırı olduğu-
Haczedilmezlik şikayetine konu taşınmazın tapu kaydı üzerinde banka lehine ipotek tesis edildiği görülmüş olup, ipoteğin zorunlu ipotek olup olmadığı, ipotek borcunun devam edip etmediği ve haczedilmezlik şikayetine engel olup olmadığı incelenip değerlendirilmeden bir karar verilemeyeceği- Borçlunun mutlaka aynı semtte veya aynı büyüklükte bir evde oturmasının gerekmediği-
İİK. 82/2. maddesinde öngörülen «kendisi ve meslek için gerekli eşyaların haczedilmezliğine» ilişkin şikayetin kamu düzeni ile ilgili bulunmadığı ve bu durumda süresiz şikayetin söz konusu olmayacağı–
Yokluğunda alınan haciz kararlarından haberdar edilmeyen, 103 davet kağıdı da tebliğ edilmeyen borçlunun, istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenememiş olacağından, borçlunun davalı sıfatı ile davaya katılmasının sağlanması için, davacı üçüncü kişiye süre ve imkan verilerek taraf teşkilinin sağlanması gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.