İcra müdürünün haciz talebini yerine getirmemesi, bir hakkın yerine getirilmemesine ilişkin olup, bu konudaki şikayetin, İİK. nun 16/2.maddesi uyarınca süreye de tabi olmadığı-
Talimat icra dairesinin, asıl icra dairesince yazılan haciz talimatında belirtilen adreste, talimat doğrultusunda haciz yapmak zorunda olduğu, haciz sırasında alacaklı vekilinin bulunması zorunlu olmayıp, hazır olan vekilin vekalet sunup sunmamasının da talimat gereğinin yerine getirilmesine engel olmadığı-
İlâmsız takibe süresinde itiraz edildiğinden takibin durması gerektiği ve satışın yapılamayacağı ileri sürerek satışın iptalini talep edilmişse de, ileri sürülen hususların ihalenin feshi sebebini oluşturmayacağı- "Borçlunun süresinde borca itiraz ettiği hâlde takibin durdurulmasına karar verilmeyerek takip işlemlerine devam edilmesinin kamu düzeni ile ilgili olup süresiz şikâyete tâbi olduğu, kesinleşmeyen takipte satış talebinde bulunulamayacağından ihalenin feshinin gerektiği, borçlu vekilinin meskeniyet şikâyetinde bulunduğu, bu şikâyetin sonuçlanmadan taşınmazın satışının yapılmasının da fesih nedeni olduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
İhtiyati tedbir kararının uygulanması icra işlemi sayılmayacağından tedbir kararının infazı ile ilgili şikayetleri inceleme görevinin kararı veren Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğu, zira icra müdürünün görevinin ihtiyati tedbir infaz memurluğu niteliğinde olduğu-
İmzaya itiraz ve zamanaşımı itirazı için yasal beş günlük sürenin geçirilmiş olduğu anlaşıldığından, mahkemece, imzaya itirazın ve zamanaşımı itirazının süre aşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerekeceği-
Talimat icra dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olmasının, borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı- Vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan, asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmamasının sonuca etkili olmadığı-
İİK.’nun 99. maddesi gereğince alacaklıya “istihkak davası açmak için süre vermek” ya da “bu konudaki isteği reddetmek” yahut “İİK.’nun 97. maddesindeki işlemlerin yerine getirmesi”nin, asıl takibin yapıldığı icra dairesinin görev ve yetkisine girdiği, ancak İİK.’nun 4. maddesi gereğince, bu konudaki şikayeti inceleme görevinin, yanlış işlem yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine ait olduğu-
Birden fazla alacak durumunda sıra cetveli yapılmadan ihale alıcısının alacak miktarı belli olmayacağı için bu dosyada icra memurunca verilen 10 günlük sürenin yerinde olduğu, bu durumda alıcının, ihale bedelini verilen süre içerisinde yatırdıktan sonra asıl takip dosyasında yapılacak sıra cetvelinde alacağı çıkar ise bu alacağı miktarında yatırdığı ihale bedelini alabileceği-
Satış ilanı hapis cezası ile mahkumiyeti bulunan borçlunun kısıtlanma tarihinden önceki vekiline tebliğ edilmiş olup vesayet altına alınma kararından sonra, kısıtlıyı vasisi temsil edeceğinden ve onun adına itiraz ve şikayet haklarını kullanacağından, İİK. mad. 127 uyarınca çıkarılan satış ilanının vasiye tebliğinin zorunlu olduğu-
İİK. nun 97 ve 99. maddelerine göre istihkak davası açmak üzere süre verme yetkisinin asıl icra dairesine ait olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.