Kira alacağının tahsiline karar verilebilmesi için taraflar arasında geçerli bir kira sözleşmesi bulunması gerekeceği-
Kira bedeli ve aidat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemi-
Esnaf ve küçük sanatkârlar kanununa göre derneklerin kayıt ücretleri, yıllık aidatları ve para cezaları ile ilgili ve usulü dairesinde itiraz mercilerinden geçerek kesinleşmiş olan kararları ilam hükmünde olup bu kararlar genel hükümlere göre yerine getirilecek olup, takibe dayanak belgenin kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılarak sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
İcra dairesindeki kefaletin, on yıllık zamanaşımına bağlı olduğu (bu konuda Borçlar Kanunu’ndaki kefaletle ilgili hükümlerin uygulanamayacağı)–
Borçlu tarafından “temel borç ilişkisi”nin kabul edilmiş olması halinde, icra mahkemesince İİK.170/a uyarınca takibin iptaline karar verilemeyeceği-
Takip konusu bonoda “tanzim yeri” bulunmadığı gibi, senedi tanzim edinin ad ve soyadı yanında yazılı bir “yer adı”da bulunmadığından, takip konusu senet “bono” sayılmayacağından, bu durumda icra mahkemesince “takibin iptaline” karar verilmesi gerekeceği-
Özellikle karar başlığına davalının yanlış yazılmış olmasının HUMK’nun 459.maddesi uyarınca her zaman düzeltilebileceği (HMK. m. 304)-
Vade farkı istenebilmesi için taraflar arasında sözleşme bulunması veya vade farkı uygulaması konusunda taraflar arasında benimsenmiş bir uygulama olması gerekir. Vade farkına ilişkin faturaya itiraz edilmemesi vade farkı talebinin haklı olduğunu göstermez. Mahkemece bu yönler gözetilerek vade farkı talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle talebin kabulünün hükmün bozulmasına neden olacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.