Alacaklı tarafından icra takibinin devamını sağlamaya yönelik olarak yapılan icra takip işlemlerinin de zamanaşımını keseceği, TTK'nun 663/2. maddesine göre ise, zamanaşımının kesilmesi ile kesildiği tarihten itibaren yeni bir sürenin işlemeye başlayacağı- Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının oluşması halinde takibin şekline göre İİK'nun 170/b maddesi göndermesi ile olayda uygulanması gerekli aynı yasanın 71/2 ve 33/a-1. maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına karar verileceği-
Takip konusu senedin düzenlenme yerinin “D. Beyazıt” olduğu, bu hali ile düzenlenme yerinin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek açıklıkta yer almadığı görüldüğünden, düzenlenme yeri belirlenmeyen bu belgenin kambiyo vasfının bulunmadığı-
"Tahliye davası"nın, kira sözleşmesindeki birden fazla kiralayanların tümü tarafından açılması gerekeceği–
Takip dayanağı yapılan iş sözleşmesi kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediği gibi, borçlu tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesinde de, borç kabul edilmediğinden, sözleşme şartlarının yerine getirilip getirilmediği ve dolayısıyla alacağın varlığı ile tahsil edilip edilmeyeceğinin yargılamayı gerektirdiği-
Kira sözleşmesini vekaleten imzalayan kimsenin, kendi adına takip yapma ve dava açma hakkı bulunmadığı–
İcra mahkemesince, icra takibine konu senedin teminat senedi olup olmadığına dair değerlendirme yapılması gerektiği- "İcra mahkemelerinin dar yetkili mahkemeler olduğu, bu konuda değerlendirme yapma yetkisine haiz olmadığı ve ihtilafın genel mahkemelerde görülmesi gerektiğinden" bahisle "davanın reddi" yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İtirazın kaldırılması ve tahliye davaasında, takibe dayanak yapılan ve hükme esas alman kira sözleşmesi 01.01.2011 tarihli ve 1 yıl süreli olarak düzenlenmiş olupbelirsiz süreli sözleşmeye dönüştüğünden 6 aylık dönem sonu itibariyle 3 ay önceden fesih bildirimi yapılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği kabul edilse dahi icra mahkemesi, davalı tebligatın usulsüzlüğünü şikayet yoluyla ileri sürüp, tebliğ tarihini düzelttirmediği sürece ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamayacağından takibin kesinleştiği-
İhtiyati hacze konu çekte lehdar olarak görünen borçlunun açık adresi ihtiyati haciz talep dilekçesinde belirtilmemişse de, HMK'nın 119/2. fıkrası uyarınca bu eksikliğin giderilmesi konusunda, ihtiyati haciz isteyen(alacaklı) vekiline eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verilmesi ve bunun sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Tespit hükmünde olup, edayı içermeyen mahkeme ilanının İİK. nun 68/I maddesin de belirtilen belge niteliğinde olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.