22. HD. 06.02.2019 T. E: 2017/19417, K: 2518-
20. HD. 18.09.2019 T. E: 2016/14771, K: 4961-
Davada temsil ve husumet sorununun çözülebilmesi için münfesih olduğu bildirilen şirketin öncelikle tasfiye sürecine tabi tutulup tutulmadığı, tasfiye memuru atanıp atamadığı, tasfiyenin tamamlanıp tamamlanmadığı, tasfiyenin tamamlanmasını müteakip sicilden terkin edilip edilmediği araştırılması gerektiği- Araştırma sonucu tasfiye süreci başlamamış ise, şirketin faal olduğu kabul edilerek temsile yetkili kişi; tasfiye süreci başlamış ise temsile yetkili tasfiye memuru belirlenerek taraf teşkilinin sağlanması gerektiği-
Tacir sayılan limited şirketlerinin temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, ticareti terk etmeleri halinde, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi cezalandırılmalarına engel bulunmadığı-
Menfi tespit davasında yargılama sırasındaki davalı şirketin tüzel kişiliği sona ermiş olduğundan davacı vekiline davalı şirket hakkında şirketin ihyası yönünde dava açma konusunda mehil ve yetki verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
İcra ve İflas Kanunu'nun 337/a maddesi yaptırıma bağlanan eylem, tacirin ticareti terk etmesi değil, 44. maddesine göre terk keyfiyetini 15 günlük süre içinde kayıtlı bulunduğu ticaret sicili memurluğuna bildirmemesi ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyanında bulunmaması olup, ticaret şirketleri için ticareti terk değil, infisah ve tasfiye söz konusu olduğundan ve tasfiye sonrasında ticaret şirketine ait bir mal kalmayacağından, mal beyanında bulunulmasının da bir anlamının olmayacağı-
Limited şirketin ihyası istemi-
Davalı KöyünTüzel Kişiliği sona ermiş, B. Belediye Başkanlığı ve İ. Büyükşehir Belediyesine bağlanmış olduğundan, davada ilgili B. Belediye Başkanlığı ve İ. Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na TMK'nun 713/3. maddesi uyarınca husumet yöneltilmesi, yargılamaya geldikleri takdirde savunma ve delillerinin tespiti, ondan sonra uyuşmazlık hakkında hüküm kurulması gerekeceği-
22. HD. 28.02.2019 T. E: 44, K: 4731-
Davanın açıldığı tarih itibariyle dava ehliyeti bulunan davalı kooperatifin davanın devamı sırasında ve hükümden önce terkin edildiği anlaşılmakla, dava ehliyetinin ortadan kalkmış durumda olduğu, bu durum taraf teşkiline ve dava şartlarına ilişkin bulunduğundan, davanın her aşamasında re'sen nazara alınması gereken bir durum olduğundan Dairemizce de re'sen nazara alınarak taraf teşkili yönünden kararın bozulması gerektiği, bu durumda, mahkemece davacılara uygun süre verilerek davalı kooperatifin ihyası için dava açmaları sağlanması, kooperatifin ihya edilerek yeniden sicile kaydından sonra usulünce taraf teşkili sağlanarak davaya devamla esas hakkında karar verilmesi gererkeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.