Tedbir nafakası miktarı tayin edilirken, birliğin giderlerine katılmada eşlerin "ekonomik güçleri" ile müşterek yaşam sırasında davalının eş ve çocuklarına sağlamış olduğu yaşam düzeyi dikkate alınması, hakimin; eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyelerinin ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmesi gerekeceği-
Asıl ve birleşen alacak davası yönünden verilen bozma ilamına uyularak-
Özel Dairenin ikinci bozma kararında belirtilen araştırmaların yapılmasının gerekip gerekmediği-
Her bir dönemin getirdiği ecrimisil miktarı ayrı ayrı belirlenerek tahakkuk tarihleri itibariyle kademeli olarak faize hükmedilmesi gerekirken toplam ecrimisil miktarına tahakkuk ettiği aylardan itibaren faiz uygulanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Alacaklı tarafından borçlu şirketin ödeme emrine usule uygun olarak itiraz etmediği de iddia edildiğinden icra mahkemesince bu konuda da bir değerlendirme yapılması gerektiği (HMK. mad. 297-1/c)-
İlamlı takipler bakımından, kural olarak, ilamın kesinleşmesinin gerekmediği; ancak bazı istisnai durumlarda, ilamın kesinleşmedikçe icraya konulamayacağı- Menfi tespit konulu ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağı; menfi tespit isteminin yargılama aşamasında istirdat davasına dönüşmesi halinde de kesinleşme şartının aranacağı-
İkrah hukuksal sebebine dayalı tapu iptal tescil istemine ilişkin davada davacının ölümü üzerine mahkemece tüm mirasçıların yasal miras payları oranında adlarına tescil kararı verilmesi gerekirken, ölümle kişiliğin son bulacağı (TMK. mad. 28) kuralı gözardı edilmek ve hakimin doğru sicil oluşturma yükümlülüğü ihlal edilmek suretiyle ölü kişi adına tescil kararı verilmesinin isabetsiz olduğu-
Ortak murisin yeni tarihli bir veraset belgesi temin edilip davalılar üzerindeki kaydın iptaliyle bu veraset belgesine atıf yapılarak davacı adına tesciline karar verilmesi gerekeceği-
Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388. maddesinde belirtildiği, buna göre; hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekeceği-
Mahkemece; kararın gerekçe kısmında, dosya kapsamına göre düğünde takılan 7 adet bilezik (20 şer gram), davacının babası tarafından takılan 1 adet bilezik (18 gram), 1 adet 14 ayar kelepçe bilezik(14 gram), 1 adet 14 ayar set (35 gram) , 10 adet çeyrek altın bedeli olan 19.836,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiği belirtilerek hüküm kurulduğu, ancak, kararda belirtilen ziynetlerin miktar ve gramına göre yapılan hesaplama sonucunun, hükmedilen toplam ziynet bedeli ile uyuşmadığının görüldüğü, mahkemece, düğünde takılan 7 adet bileziğin tamamının 20 şer gram üzerinden hesaplanmadığı anlaşıldığından, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılarak karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı- Davanın kısmen kabul edilmiş olması halinde HMK'nun 326/2 ve devamı maddeleri uyarınca, dava sırasında yapılan yargılama giderlerinin davanın kabul ve ret oranına göre taraflar arasında paylaştırılması gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.