Anlaşmanın diğer tarafı olan eşin hüküm kesinleşinceye kadar anlaşma iradesinden dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmadığından, anlaşmalı boşanma kararı verildikten sonra hükmün temyiz edilmesi halinde, taraflara iddia ve savunmalarını bildirmesi ve delillerini sunması için imkân verilerek davaya "çekişmeli boşanma" olarak davaya devam edilmesi gerektiği-
Mahkemece verilen kısa kararda davacı yararına hükmedilen tazminatın yanı sıra ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faize de hükmedilmiş olup, bu husus gerekçeli kararın gerekçe kısmında da bahsedilmiş olmasına rağmen gerekçeli kararın hüküm kısmında belirtilmemiş olmasının doğru olmadığı, ne var ki, belirlenen bu yanılgının giderilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Davacı taraf vasiyetnamenin iptaline ilişkin istemini, şekil şartı eksikliği yanında, murisin davalılarca baskı altına alındığı, eş söyleyiş ile murisin iradesinin sakatlanmış olduğu iddiasına da dayandırdığı, buna karşın mahkemece davacının bu iddiasına ilişkin olarak inceleme ve araştırma yapılmadığı, gerekçeli kararda bu hususa değinilmediği, o halde mahkemece, irade fesadı yönünden dosyadaki deliller değerlendirilip, hangisine üstünlük tanındığı belirtilerek gerekçelendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiği-
İtirazın iptali davası-
9. HD. 21.02.2011 T. E: 8644, K: 4141-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması bozma nedeni olup, HMK'nin 298/2. maddesi hükmüne uygun şekilde yeniden karar verilebilmesi için hükmün bozulması gerektiği-
Hakimin, tarafların tüm talepleri hakkında bir karar vermek zorunda olduğu, karşı davada A blok zemin ve 1. kat no'lu taşınmazın tapu kaydı üzerine konulan şerhin kaldırılması talebi konusunda herhangi bir karar verilmemiş olmasının doğru olmadığı-
Dava, davalı işveren nezdinde "gemi adamı" olarak geçen çalışmaların 506 sayılı Yasanın Ek 5 maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Herkesin soybağının tespiti amacıyla vücudundan kan veya doku alınmasına katlanmak zorunda olduğu, mahkemece DNA testi yaptırılması gerektiği- Nüfus kayıtlarında düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu- Soybağına ilişkin davanın aile mahkemelerinde, nüfus kaydının düzeltilmesi davalarının ise asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği- Soybağı kurulmasına yönelik davanın "aile mahkemesi" sıfatıyla görüldüğünün yazılmamış olması, esasa ilişkin verilen kararı etkileyip etkiler mi?
Davacısı Türk, davalısı yabancı olan olumsuz tesbit davalarına bakacak mahkemenin yetkisinin Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanuna göre belirleneceği–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.