Tüzel kişiliği bulunmayan «firma» adına düzenlenmiş senedin «bono» niteliğini taşımayacağı ve ciro yoluyla devredilemeyeceği—
Haczedilen taşınırların, «demirbaşları ile birlikte kiraya verilmiş olan otelin demirbaşı olup olmadığı» konusunda ticari defter ve envanter kayıtları üzerinde bilirkişi yaptırılması gerekeceği–
Şikâyetçi vekilinin, şikayet olunan vergi dairesi müdürlüğüne yönelik şikayetinin, mahkemece, önceki hükümde reddedildiği ve red kararı, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının reddedilmesi ile kesinleştiği halde, mahkemece son kurulan hükümde bu husus gözardı edilerek, şikayet olunan vergi dairesi müdürlüğü yönünden de sonuç doğuracak şekilde şikayetin kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle şikayet olunan vergi dairesi müdürlüğü lehine bozulması gerekmiş ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekeceği-
Kütük biçme makinasının, İİK. mad. 82/4 anlamında «sanat ve meslek için lüzumlu âlet ve edevat» sayılmayacağı–
Mahkemece ‘açılmış olan menfi tespit ve itirazın iptali davaları nedeniyle ihtiyati haczin kaldırılması’na karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı–
Çeke dayalı olarak aynı yerde icra takibinde bulunulmasından sonra, icra dairesinin yetkisinin, beş günlük itiraz süresi içinde yetki itirazında bulunmamış olan borçlu hakkında kesinleşeceği fakat bu süre içinde yetki itirazında bulunmuş olan borçlu hakkında ise kesinleşmeyeceği-
12. HD. 12.12.2018 T. E: 11041, K: 13392-
Alacaklı banka tarafından kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için asıl borçlu şirket ve kefiller aleyhine genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi yapıldığı, takibin kesinleşmesinden sonra alacaklı tarafından alacağın diğer takip borçlusu olan şahsa temlik edildiği ve adı geçen tarafından takibe devam edilmesi üzerine, borçlu tarafından takibin iptali talebi ile icra mahkemesine başvurulduğu anlaşılarak, başvurunun İİK. mad. 71 'e dayalı olduğu- Takip borçlusu kefilin takibe konu borcu ödeyerek aynı takipte alacaklı konumuna gelmiş olup alacaklı ve borçlu sıfatının birleştiği görüldüğünden şahıs aynı takipte hem borçlu hem de alacaklı durumda olduğunda takibe devam edilemeyeceği-
Borçlunun İcra Mahkemesi'ne başvuru dilekçesindeki iddialarının şikayet niteliğinde olduğu; borçlunun geçerli bir mazeret bildirmemiş ve duruşmaya gelmemiş olması halinde, işin esası hakkında gereken kararın verilmesi yerine, HMK'nun 150/1. maddesine göre dosyanın işlemden kaldırılması ve sonuçta aynı Yasa'nın 150/4 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin yerinde olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.