Davacının mahkemece, teminatlı tedbir kararı verilmesine yönelik itirazı dava dilekçesi ve eklerindeki usulü eksikliklere değinilerek ret edilmiştir. Davalının yurt dışı adresi araştırılıp Tebligat Yasası ve Tüzüğü hükümleri uyarınca yöntemince tebligat yapıldıktan sonra gelmediği takdirde dosya üzerinden inceleme yapılması gerekirken, davalı davet edilmeden itirazın karara bağlanmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Ticari senetlerin ticari işletme ile olan ilgisi iyi niyetli üçüncü kişilerce kolaylıkla anlaşılamayacağından, ticari mümessilin imzaladığı senetlerin iyi niyetli üçüncü kişiler bakımından işletmeyi bağlayacağının kabulü gerekeceği-
İcra Mahkemesi'nin takibin iptaline dair kararı kesinleşmeden sonuç doğuracağından, takibin iptali kararından sonra o takip dosyası üzerinde herhangi bir icrai işlem yapılamayacağı-
Kesinleşen mahkeme kararı ile süresinde satış talep edilmemesi nedeniyle davaya konu haczin kaldırılmasına karar verildiğinden, istihkak davasının konusuz kaldığının kabulü ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin takdiri gerektiği-
Hacizde hazır bulunan üçüncü kişinin istihkak iddiasında bulunmadığı, haciz sırasında, işe başlama bırakma bildirimleri ile yoklama fişinin sunulması bir istihkak iddiası olarak nitelendirilebilir ise de bu belgeleri sunan muhasebecinin üçüncü kişi adına istihkak iddiası ileri sürme yetkisi bulunmadığından, usulüne uygun bir istihkak iddiasının varlığından söz edilemeyeceği, kaldı ki, haciz sırasında hazır bulunan ve istihkak iddiasında bulunmayan 3.kişi, hacizden itibaren İİK’nun 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde istihkak davası da açmadığından, mahkemece, davanın 6100 sayılı HMK’nun 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddi ile davalı alacaklı yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken, davanın esastan reddi ile davalı yararına nispi vekalet ücreti takdirinin hatalı olduğu-
Davanın nakden düzenlenmiş bono nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, davalının, davacıya verdiği borç para karşılığında bononun düzenlendiğini savunduğu ve böylece bononun düzenlenme sebebini talil etmediği, bu durumda ispat külfeti davacı tarafta olup, davacının bonoya karşı ileri sürdüğü iddialarını aynı kuvvette yazılı delille kanıtlamak zorunda olduğu, mahkemece ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
İtirazın kaldırılmasının incelenebilmesi için geçerli bir itirazın varlığının ön koşul olduğu, somut olayda borçlunun icra dairesine yaptığı itirazın geçersiz olduğu konusunda derdest bir şikayet bulunduğu, o halde mahkemece, davanın sonucu beklenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
İstihkak davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddedilmesi halinde maktu vekalet ücreti takdiri gerekeceği-
Senette borcun nedeni "mal" ya da "nakit" olarak belirtilmişse, tarafların yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükünün bunun aksini ileri süren tarafa ait olması gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.