Süresinde bankaya ibraz edilen çeki daha sonra bedelini ödeyerek alan cirantanın takip hakkının mevcut olduğu, bu ödemeyi makbuza bağlamış olmasının ona bu hakkı tanıdığı, ancak TTK.'nun 638. maddesinde sayılanlar dışında bu meyanda % 10 çek tazminatının istenemeyeceği-
Borçlu-davacının takip konusu parayı (borcu) ihtirazi kayıt öne sürmeden ödeme emrine itiraz süresi içinde ödediğinden ve bu ödeme, cebri icra tehdidi altında yapılmış bir ödeme sayılmadığından, İİK.nun 72. maddesine göre menfi tespit ve istirdat istemli dava açamayacağı, davacı-borçlunun ancak şartları varsa sebepsiz iktisap davası açabileceği-
Ödeme emrinin tebliği tarihinde borçlunun er, onbaşı, ya da kıt’a çavuşu olması halinde, icra müdürlüğünce temsilci ataması için borçluya süre verilmeden, takibe devam edilemeyeceği (Haciz, satış vb. işlemlerin yapılamayacağı)–
Yetki itirazı konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden esasa ilişkin itiraz nedenleri incelenerek hüküm tesis edilemeyeceği-
İİK'nın 45. maddesi uyarınca borcun teminatı olarak ipotek tesis edilmiş ise, asıl borçlu yönünden alacaklının öncelikle ipoteğe müracaat etmek zorunda olup, ipotek limiti fazlası alacağı varsa ancak ilamsız icra takibi yapabileceği-
İcra takibine dayanak ilamın katkı payı alacağına ilişkin olması halinde, İİK. mad. 82/son gereğince, alacağın konusu evin bizzat bedelinden kaynaklandığından meskeniyet iddiasının dinlenilemeyeceği-
İhtiyati haciz kararının uygulanmasından sonra, yasal süresi içinde (İİK. mad. 264/I) takip talebinde bulunulmaması halinde, ihtiyati haczin hükümsüz olacağı ve bu durumda borçlunun yaptığı «haczedilmezlik şikâyeti»nin de konusuz kalacağı–
Tasarrufun iptali davalarının, elinde kat’i veya geçici aciz vesikası bulunan alacaklılar tarafından açılabileceği, yani aciz halinin mevcut olmasının, davanın görülebilme koşulu olduğu, bu hususun mahkemece re’sen gözetilebileceği-
İİK. 97/I uyarınca, icra dosyası kendisine gönderilen icra mahkemesinin «takibin devamına» veya «takibin ertelenmesine» (talikine) karar verebileceği, «takibin iptaline» karar veremeyeceği–
Borçlunun haline münasip evi belirlenirken bilirkişi aracılığı ile taşınmazın değeri belirlenip, bu tespitlerden sonra borçlunun haline münasip evi alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanının dosya borcuna ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.