Davacı 3. kişi vekili dava dilekçesinde hangi tarihli hacze ilişkin olarak eldeki davayı açtığını açıkça belirtmediğinden, mahkemece, 6100 sayılı HMK'nin “Hakimin Davayı A.latma Ödevi” başlıklı 31. maddesi uyarınca, davacının talebi açıklattırılarak, hangi tarihli haczin dava konusu edildiğinin netleştirilmesi, bu doğrultuda elde edilen bilgilerin dosyada bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İİK.nun 140. maddesi gereğince icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılarak, ihale alıcısı haciz alacaklısının ihale bedelini yatırması gerekip gerekmediği belirlendikten sonra şikayetçi alacaklı aleyhine fark doğduğu tespit edilirse ihale bedelini yatırması için alacaklıya süre verilmesi gerekeceği-
Borçlunun takibe konu senedin keşide tarihi itibari ile şirketin çift imza ile temsil ve ilzam edildiğini ileri sürdüğü fakat çekin keşide tarihi itibariyle şirketin münferit imzayla temsil edildiği, istem sahibi borçlu tarafından da imzaya itiraz edilmediğinden takibin iptali isteminin reddi gerektiği-
Senette tanzim yerinin yazılı olması gereği- Tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bononun, tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılacağı- Kimin için taahhüt altına girilmiş ise tıpkı onun gibi senetteki borçtan sorumlu olan avalistin adresinin senette yazılı olmasının, bononun tanzim edildiği yerin yazması zorunluluğunu ortadan kaldırmayacağı- Herhangi bir tereddüde meydan vermeyecek şekilde bir idari birimi göstermeyen tanzim yerinin kabulünün mümkün olmadığı- Tanzim yeri unsuru bulunmayan belgenin kambiyo senedi vasfı taşımayacağı- Kambiyo senedi niteliği taşımayan belgenin üç yıllık zamanaşımına tabi olmayıp 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 146. maddesinde düzenlenen on yıllık zamanaşımına tabi olacağı-
Yapılmış olan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibin daha önce iptal edilmiş olmasının, daha sonra aynı senede dayalı olarak genel haciz yolu ile takip yapılmasını engellemeyeceği (icra mahkemesinin önceki iptal kararının, bu durumda kesin hüküm teşkil etmeyeceği)-
İhtiyati haciz talebinin reddi halinde kanun yoluna başvurma olanağının getirildiği, ancak temyiz edilen bir kararın temyiz incelemesinin yapılabilmesi için öncelikle kararın taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilip, süresi içerisinde temyiz edilmiş olmasının ve ayrıca, gerekçeli karar şeklinde yazılması gerekmekte olup, esasen Yargıtay denetiminin de gerekçeli karar üzerinden yapılmasının mümkün olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.