Davalı borçlu tarafından yasal süre içerisinde şikayet yoluna başvurulmadığı ve takibe itirazda bulunulmadığı takdirde takip kesinleşeceğinden tebligatın usulsüzlüğünün mahkemece re'sen nazara alınmasının mümkün olmadığı-
Borçlu şirkete sermaye borcu olan ortak, şirkete karşı üçüncü şahıs sayılamayacağından, kendisine gönderilen birinci haciz ihbarnamesinin yasal dayanağı yok ise de, ortağın borçlu şirkete olan şahsi borcunun haczinin mümkün olması nedeniyle, şahsi borcundan dolayı birinci haciz ihbarnamesi gönderilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı-
Şikayetçinin 17.01.2010 tarihinde yapılan menkul haczi sırasında icra kefili olduğu ve emekli maaşının 600.00 TL.’si üzerine haciz konulmasına muvafakat ettiği, örnek 4-5 icra emrinin ise 14.02.2011 tarihinde tebliğ edildiği bu durumda muvafakatin, şikayetçi yönünden icra takibi kesinleşmeden önce verildiği, dolayısıyla 5838 Sayılı Kanun'un 32.maddesi ile değişik 5510 Sayılı Sosyal Güvenlik Kanunu'nun 93/1. maddesine uygun olmadığından; şikayetin kabulü ile emekli maaşı üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Taşınır mal, hacizle yükümlü olarak ihaleye çıkmadığı ve bu kayıtla ihaleden alınmadığından alıcının taşıt vergisinden sorumlu olmayacağı–
Ortaklığı idare yetkisi bulunan temsilcinin yapacağı işlemin, ortakları üçüncü kişilere karşı eşit olarak sorumlu kılacağı, bu sebeple adi ortaklığı temsilen idareci ortağın imzaladığı takibe konu çekten dolayı, itiraz eden borçlu ortak da sorumlu alacağından itirazın reddine karar gerekeceği-
Alacaklı tarafından takip dosyasının tedbirin kalktığı tarihten sonra haciz talep edildiği, bu talepten sonra ilk talep tarihi dikkate alındığında, takip dayanağı belgelerin kambiyo vasfında çek olup ibraz süresinin dolduğu tarih itibariyle uygulanması gereken 6762 s. TTK. mad. 726 uyarınca, 6 aylık zaman aşımı süresine tabi olup altı aylık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından, mahkemece borçlunun zamanaşımı itirazının kabulü ile İİK. mad. 71. ve 33/a. uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği-
Davalı devralan, 3.kişi konumunda olup İİK'nın 283/2.maddesi gereğince devrolunan taşınmazın değeri nispetinde tüm mal varlıkları ile tazminattan sorumlu olup başka bir ifadeyle takip konusu alacak miktarından sorumlu olmadığından, ihtiyati haciz karar tarihi itibariyle, henüz taşınmazın devir tarihindeki rayiç değeri belirlenmediğinden, mahkemece İİK'nın 281/2. maddesi gereğince verilen ihtiyati haciz kararının dava değeri üzerinden yatırılan teminata kaydırılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı- Kaldı ki tarafların yargılama süresi içerisinde taşınmazın devir tarihindeki değer tespitine göre teminata ve ihtiyati hacze yönelik talepte bulunabilecekleri-
Alacaklının, icra mahkemesine başvurusunda, borçlunun itirazının kaldırılarak, takibin ticari faiz oranı üzerinden devamını talep etmesinin, İİK.nun 68. Maddesine dayalı itirazın kaldırılması istemi niteliğinde olduğu-
Mahkemece "inşaat mühendisi", "hukukçu" ve "emlak alım satım işleinde uzman olan kişi"lerden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yerinde keşif yapılarak, dava konusu taşınmaz tasarruf tarihindeki gerçek değerinin saptanması gerekeceği–
Borçlunun Emekli Sandığı’ndan alacağı emeklilik tazminatının –bu tazminat “maaş” ve “ücret” niteliğinde bulunmadığından- hakkında İİK. nun 83. maddesinin uygulanmayacağı, borcundan dolayı borçlunun emeklilik tazminatının tamamının haczedilebileceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.