Borçlu ile işlemde bulunan üçüncü kişinin, borçlu ile akraba olmasına rağmen yurtdışında yaşadığını, “borçlunun alacaklılarına zarar verme kasdıyla hareket ettiğini bilebilecek durumda olmadığını” ileri sürmesi halinde, davalının bu savunmasıyla ilgili delillerinin toplanarak sonucuna göre mahkemece bir karar verilmesi gerekeceği-
Şikayete konu satış dosyasında şikayetçiye tebliğe çıkarılmış bir satış ilanı tebligatının bulunmadığının anlaşıldığı, be sebeple, başvurunun, şikayetçi tarafından bildirilen ıttıla tarihine göre süresinde olup, İİK'nun 134/7. maddesinde belirtilen bir yıllık sürenin aşılmadığı ve satış isteyen haciz alacaklısının ihalenin feshi isteminin süresinde olduğunu kabulü gerekeceği-
Borçlu vekiline ait vekaletnamenin ayrıca takip dosyasına sunulmamış olmasının sonuca etkili olmayacağı- Ödeme emrinin borçlunun vekili yerine asıla tebliği usulsüz olup mahkemece, borçlunun buna yönelen şikayetinin kabulüne ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun ancak İİK. 111/I ve II’deki koşulların gerçekleşmesi halinde –alacaklının kabulüne gerek kalmadan- yasal taksit hakkını kullanabileceği-
Üçüncü kişinin elindeki bir paranın İİK’nun 89. maddesine göre değil de, taşınır hacizlerine ilişkin 88. maddesine göre haczedilmesinde, tıpkı taşınırlarda olduğu gibi, paranın somut olarak üçüncü kişinin elinde mevcut olması gerektiği- Şikayetçinin alacaklı olduğu icra dosyasında borçlunun Maliye Muhasebe Müdürlüğü'ndeki alacakları üzerine ihtiyati haciz uygulandığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği gözetildiğinde, takibin kambiyo senedine dayalı olduğu anlaşıldığından, ihtiyati haczin ödeme süresi olan 10 günlük sürenin dolduğu tarihte kesinleştiğinin kabul edileceği- Şikayetçinin haczinin kesinleştiği tarihten itibaren İİK'nın 106. maddesindeki bir yıllık süre içerisinde bu paranın icra dosyasına celbini istemediği, bu nedenle haczinin anılan 110. madde hükmü uyarınca düştüğü anlaşıldığından, mahkemece, sıra cetveline ilişkin şikayetin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerektiği-
Mahkemece; davalılar arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre inşaatın % 98 oranında tamamlanmış ve iskana hazır hale getirilmiş olması nedeniyle, yüklenici kooperatifin bağımsız bölümün tapusunu almaya hak kazandığı sonucuna varılarak, davanın kabulü ile dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davalı kooperatif adına tesciline karar verilmesinin gerekeceği-
Meskeniyet şikayetine konu taşınmaza başka bir icra dosyasında da haciz konulması ve ödeme taahhüdünde bulunulmuş olmasının haczin öğrenildiği anlamına gelmeyeceği-
İki yıllık süre içinde taşınmazın satışının istenmemiş olması nedeniyle haczin düşürülmesine karar verildikten sonra, alacaklı tarafından haczi düşen taşınmazın kıymet takdirinin yaptırılmış olmasının hukuki bir sonuç doğurmayacağı ve alacaklı tarafından yaptırılmış başka bir icra takip işlemi de bulunmadığından, takip konusu bononun –son işlem tarihinden itibaren üç yıl geçmiş olması nedeniyle- zamanaşımına uğramış olduğunun kabulü gerekeceği-
İcra takibine dayanak yapılan ilamın incelenmesinde, alacağın; apartmanın kanalizasyon sorununun giderilmesi sırasında meydana gelen kazadan doğan tazminata ilişkin olup, alacaklı 634 sayılı Yasa'nın 35. maddesine göre apartman yönetimi hakkında takip yapabileceği gibi, aynı Kanun'un 20. maddesi uyarınca da ilama konu borcun yasal sorumlusu olan kat malikleri hakkında da takip yapabileceği-
Çekin ileri tarihli düzenlendiği, ancak İİK'nun 169/a maddesinde yazılı nitelikte bir belge ile kanıtlanması halinde kabul edilebileceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.