Borçlu ile üçüncü kişi arasındaki ticari ilişkinin “işletme devri” niteliğinde olması ve İİK.’nun 44. ve TBK.’nun 202. maddesindeki koşulların yerine getirilmemiş olması halinde işletmeyi devir alan üçüncü kişinin TBK.’nun 202. maddesi uyarınca işletmenin borçlarından sorumlu olacağı-
“Keşide yeri” unsurunu taşımadığı için çek niteliğinde bulunmayan belgeye dayalı takipte, alacağın 10 yıllık zamanaşımı süresine bağlı olduğu-
Şikayetçinin başvurusu, kendisine gönderilen İİK’nun 89/1, 89/2 ve 89/3. maddeleri kapsamında düzenlenen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin olup, mahkemece; şikayetçiye gönderilen birinci haciz ihbarnamesi usulüne uygun tebliğ edilmemiş ise, birinci haciz ihbarnamesine ıttıla tarihine göre süresinde itiraz edilmesi halinde artık şikayetçiye ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi çıkarılamayacağından, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi yok hükmünde olduğundan ilk haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesinin iptaline karar vermek gerekeceği-
Haczi öğrenme tarihi belli olmayan üçüncü kişinin açtığı istihkak davasının süresinde açılmış sayılacağı-
İstihkak davasının reddi halinde, icra takibinin ertelenmiş olmasından dolayı uğradığı zararın % 40’dan (%20'den) daha fazla olduğunu isbat eden davalı-alacaklı yararına, isbat ettiği zarar miktarı kadar tazminata hükmedilmesi gerekeceği–
İhalenin feshi aşamasında kıymet takdirine itiraza ilişkin hususların tartışma ve ihalenin feshi konusu yapılamayacağı-
İtirazın iptali davası, itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamak üzere açılan bir dava olup, icra müdürlüğünün takibin durdurulmasına ilişkin kararı iptal ettiğine göre, itirazın iptali davasının konusu kalmamış olduğu, İİK. 264 uyarınca ihtiyati haciz kararından sonra girişilen icra takibinde, borçlu ödeme emrine itiraz ederse bu itirazın hemen alacaklıya tebliğ olunacağı ve alacaklının tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde İcra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemeye veya mahkemede dava açmaya mecbur olduğu-
Duruşma gün ve saatinin kalemden ya da UYAP sisteminden öğrenilmesine karar verilemeyeceği, belirtilen sebeple, davacı vekili duruşmaya usulüne uygun şekilde davet edilmediğinden, 6100 Sayılı Kanun'un 150/2. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı- Vekilin istifa dilekçesinin davacı asile tebliği gerektiğinden HMK'nin 82. maddesinde düzenlenen kanun hükmü yerine getirilmeden HMK'nin 150/1 ve 320/4. maddeleri hükmünün uygulanamayacağı, dosyada gider avansının olmamasının, davanın 6100 sayılı HMK'nin yürürlüğünden önce açılmış olması da nazara alındığında tek başına tebligat yapmama gerekçesi olamayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.