Anayasa Mahkemesi’nin iptal etmiş olduğu ifadelerden sonra, -6552 s. Kanun'un 121. maddesi ile- 5393 s. Belediye Kanunu 15. maddenin son fıkrasına eklenen hükmün "İcra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir.  On gün içinde yeterli mal beyan edilmemesi durumunda yapılacak haciz işlemi alacak miktarını aşacak şekilde yapılamaz" şeklini aldığı- 6552 s. Yasa hükümlerinin sadece Yasa'nın yürürlüğe girdiği 11.09.2014 tarihinden sonra başlatılan icra takiplerinde uygulanabileceği- 10.01.2014 tarihinde başlatımış olan icra takibinde, 6552 sı Yasa ile 5393 sayılı Yasa'nın 15/son maddesine eklenen ek fıkra hükümlerinin uygulanamayacağı- Kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminatlara ilişkin ilamın, icra takibine konu edilmesi halinde, el atma tarihi 09.10.1956 tarih ile 04.11.1983 tarihi arasında ise; takibe konu ilamın -5999 s. Yasa'nın 1. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Geçici 6. maddesinin yürürlüğe girdiği- 30.06.2010 tarihinden önce olması durumunda; idarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilebileceği, ilam tarihi 30.06.2010 tarihinden sonra ise idarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceğinin kabulü gerektiği- 
İhtiyati haciz kararına istinaden ihtiyati haciz uygulanması, genel anlamda bir takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, mahkemece icra dairesinin yetkisizliğine karar verilmesinin ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını gerektirmeyeceği-
İcra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde “ihtarname (hesap kat ihtarı) tebliğ işleminin usulsüzlüğüne” yönelik bir iddiada bulunulmamış olması halinde daha sonra borçlu tarafından icra mahkemesinde “tebliğ işleminin usulsüzlüğü” ileri sürülemeyeceği gibi mahkemece de re’sen ihtarname tebliğ işleminin usulsüzlüğüne karar verilemeyeceği-
Mahkemece, davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına ve yargılama giderleri ile maktu karar ve ilam harcı ile birlikte alacak miktarı ile hacizli malların değerinden hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak nispi vekâlet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesine dair karar verilmesi gerekeceği-
Takibe dayanak ilamda “Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olduğundan … A.A.Ü.T gereğince …TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine” şeklinde karar verildiği, bu karar gereğince lehine vekalet ücreti hükmedilenin, bu davada davalıları temsil eden ve icra takibinde alacaklı olan vekil değil bizzat davalılar olmakla; anılan ilamın İİK 68/1’deki itirazın kaldırılmasını sağlayan belgelerden olmadığı-
İİK.nun 79. maddesi gereğince haczolunacak malların başka bir yerde bulunması halinde icra dairesinin, malların bulunduğu yerin icra dairesine talimat yazarak haczin yapılmasını isteyeceği; bu halde, hacizle ilgili şikayetler kendisine talimat yazılan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesince çözümleneceği-
Borçlu vekili, icra Mahkemesi'nden dayanak ilamın bozulması sonrası Mahkemece, yeni bir karar verilmeyip, önceki kararda ısrar edildiği için takibe devam edilemeyeceğinden bahisle, hacizlerin kaldırılmasını, dosyaya giren paraların alacaklıya ödenmemesini ve takibin durdurulmasını istediğinden, borçlunun İcra Mahkemesi'ne yaptığı bu başvurusu, İİK’nun 40. maddesine dayanmakta olup, anılan başvuru İİK’nun 16/2 maddesi gereğince, süresiz şikayete tabi olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.