Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, kamu kurum ve kuruluşlarına verilen en son adreslere Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi hükümlerine göre tebliğ yapılacağı-
Tarafları aynı olan ve aynı alacaktan kaynaklanan ilamlar için itiraza konu ilamsız takip dosyası üzerinden alacağın tahsili mümkün iken, makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın takip başlatılmasının usul ekonomisine aykırılık teşkil etmesi sebebi ile, ayrı takip yapılmaması gerektiği, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Fatura konusu malların alıcıya teslim edildiği kanıtlanarak, fatura bedeli için ihtiyati haciz istenebileceği–
Davacının, ayıplı otonun ayıpsız misli ile değiştirilmesi aynen ifa mümkün değil ise İİK.nun taşınır teslimine ilişkin hükümlerin uygulanmasını istediği, borçlunun ilama konu aracın ellerinde bulunmadığını beyan ettiği, o halde mahkemece, İİK.nun 24/5. maddesi hükmünce ilamda belirtilen aracın donanımında 0 km ayıpsız misli, bugün üretilse değerinin ne olacağı yeniden ticaret odasından sorularak belirlenmesi doğrultusunda ilgili müdürlükçe işlem yapılmasının emredilmesine karar verilmesinin gerektiği, mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılarak yazılı şekilde sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
«Taşınmazı üzerine davalı banka lehine haciz konulmuş olduğunu» başka mahkemede devam eden tescil davası sırasında getirtilen tapu kayıtlarından öğrenmiş olan davacının, bu tarihten itibaren 7 gün geçtikten sonra açtığı istihkak davasının süre yönünden reddedilmesi gerekeceği–
Dava dilekçesinde açıkça tahliye istenmediğinden kiralananın tahliyesine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Limitet şirketlerde “şirket ünvanı” ile birlikte “şirket yetkilileri”nin imzasının bulunması gerektiği-
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, takip borçlusu ile onun borçlusu olan banka arasında mevcut olan bir hukuki ilişkiye dayanan, henüz doğmamış olmakla beraber, ileride doğması muhtemel bulunan alacakların müstakbel alacaklar olduğu, ancak borçlu ile banka arasında mevcut bir hukuki ilişkiye dayanmayan, sırf ümit ve ihtimale dayanan alacaklar, devamlılık arz eden bir alacak olmadığından, müstakbel alacak olarak haczi mümkün olmayacağı, bu halde haciz ihbarnamesinin bankaya tebliği anında bankada borçlu adına mevcut olan alacakların haczedilebileceği, bu durumda borçlu ile banka arasında devri edimler doğuran temel bir hukuki münasebet olmadığı, üçüncü kişi bankaya gönderilen haciz ihbarnamesi, doğmuş yada doğacak alacakların haczi ibaresini içerse bile, üçüncü kişi banka haciz ihbarnamesini tebellüğ ettiği tarihteki mevcut durumla sınırlı olarak sorumlu olduğu, davalı banka tarafından sadece haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde mevcut hesap bakiyesine haciz uygulanmasına ilişkin işlem hukuku uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.