Yediemin, kendisine teslim edilen malları iade edememesi üzerine açılan tazminat davasında, eşyaların yediemine, yediemin olarak teslim edildikleri gün bulundukları durum itibariyle değerleri bilirkişiye tesbit ettirilip, o değer üzerinden ödetme kararı verilmesi gerekeceği–
Dava konusu hacizli malların satışının gerçekleşmesi halinde, dava değeri bedele dönüşmüş olacağından, “dava değeri” olarak kesinleşen satış miktarının dikkate alınmasının gerekeceği-
Hacizlerin, şikayetçinin, alacağı temlik aldığı tarihten önce konulması nedeniyle, şikayetin reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Haciz tarihinde takipte taraf olmayan 3. kişi adına kayıtlı olan taşınmazın borçlunun borcu için haczinin mümkün olmayacağı, uyuşmazlığa konu tescil kararı hacizden sonra verilip kesinleştiğinden taşınmazın, haciz şerhi ile birlikte 3. kişilere intikal edeceği, bu durumun, TMK mad. 1023'te tanımlanan 'tapuya güven ilkesinin' de doğal bir sonucu olduğu, sonuç itibari ile, haciz tarihinde borçlu taşınmazın hissedarı olduğundan ve haciz tarihinden önce davacı ve diğer mirasçılar lehine verilmiş ve kesinleşmiş bir tapu iptal ve tescil kararı bulunmadığından konulan haczin yasaya uygun olduğu-
Alacaklının, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte “avans faiz oranı”na göre faiz isteyebileceği-
İflasın ertelenmesi davası kapsamında verilen ihtiyati tedbir kararı ile; bu tedbir kararından sonra borçlu aleyhine herhangi bir takip yapılamayacağı öngörülmüş olmasına rağmen, tedbir kararından sonra alacaklı tarafça başlatılan icra takibi yapılamayacağından, şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun elinde bulunan bir malın haczedilmesi sırasında, “haczedilen malın 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu kapsamında bulunan finansal kiralama konusu mal olduğu”nun kiralayan/kiracı (borçlu) tarafından ileri sürülmesinin “istihkak iddiası” olmadığı -
Çekişmeli alacak hakkında ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği–
Alacaklının, takip borçlularından biri hakkındaki "kambiyo senetlerine özgü haciz yolundan" vazgeçip "iflas yoluyla takip"e geçmek istemesi durumunda -İİK. 43/II ve 176/b uyarınca- iflasa tabi borçlu hakkındaki evrakın icra müdürü tarafından re'sen ayrılarak "kambiyo senetlerine özgü iflas yolu"na dair ödeme emri düzenlenerek, bu borçlu hakkındaki takibe iflas yoluyla takip olarak -tahsilde tekerrüre yol açmayacak şekilde- diğer borçlu hakkında da "kambiyo senetlerine özgü haciz yolu" ile takibe devam edilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.