Tasarrufun iptali istemli davada, davacı tarafından davalı koca aleyhine açılan katkı payı alacağına ilişkin davanın kesinleşmesinin beklenmesi gerektiği- Katkı payı alacağına hükmedilmesi halinde o alacak ve fer’ilerin de eklenerek davacının tüm (boşanma sonucu nafaka, tazminat, katkı payı ...v.s alacak ve fer’ileri) alacak ve ferileriyle sınırlı olma koşulu ile dava konusu tasarrufun iptaline karar verilmesi gerektiği-
İhtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin olan talep de, İİK'nın 265/son maddesi gereğince, mahkemece itiraz üzerine iki taraf davet edilip gelenler dinlendikten sonra itiraz haklı görülürse hakimin kararını değiştirip veya kaldırılabileceği, Anayasa'nın 36, 1086 sayılı HUMK'nın 73 ve 6100 sayılı HMK'nın 27. maddelerinde taraflar dinlenmeden iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden yani hukuki dinlenilme hakkını ihlal edecek şekilde karar verilemeyeceği-
İİK. 265 uyarınca; «ihtiyati haciz kararının dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı» kararı veren mahkemeye itirazda bulunulabileceğinden, bu konuda başvurulan icra mahkemesince (tetkik merciince) «görevsizlik kararı» verilmesi gerekeceği-
Borçlunun satılan malı üzerinde haczi bulunmayan alacaklılara da sıra cetvelinde pay ayrılan icra memurunun düzenlediği sıra cetveline yönelik şikâyetin icra mahkemesinde (tetkik merciinde) çözümleneceği-
Söz konusu çekte muhatap bankanın bulunduğu yer Eskişehir, keşide yeri ise Bursa olup, diğer çek borçluların yerleşim yeri ise Ankara olduğundan hakkında ihtiyati haciz kararı verilen muteriz şirketin, tarafı olmadığı bir faktoring sözleşmesindeki yetki kaydı ile bağlı olmasını gerektiren hukuki esaslar açıklanmadan yetki itirazının reddine karar verilemeyeceği-
HMK. mad. 353/1-b-2 gereğince, davanın esasıyla ilgili olarak; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise, düzelterek "yeniden" esas hakkında karar verileceği- İnfazda tereddüt oluşturacak şekilde, ilk derece mahkemesi kararının hüküm bölümünün bir kısmını muhafaza ederek, diğer kısımları yönünden düzeltilerek yeniden karar verilmesi nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerektiği-
Kefil gerçek kişilerce sunulan kendine özgü hiçbir konkordato tedbiri ve hedefi içermeyen tamamen borçlu şirketin konkordato ön projesi üzerine temellendirilmiş konkordato ön projesinin uygulanabilir olamayacağı- Gerçek kişi davacıların dava dosyasına ibraz olunan belgelere göre icra takiplerine konulmak amacıyla konkordato talep etmesinin konkordatonun amacıyla bağdaşır nitelikte olmadığı-
Kambiyo senedine dayalı olarak, lehtar tarafından keşideci hakkında takip yapılabileceği-
Takip tarihi 05.11.2012 olup 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihinden önce olduğundan 6552 sayılı Yasa ile 5393 sayılı Yasa'nın 15/son maddesine eklenen ek fıkra hükümlerinin uygulanamayacağının kabulü gerekeceği, bu durumda İİK 82/1 maddesine dayalı şikayet talebi de bulunduğu gözönünde bulundurularak; haciz yazısında belirtilen hesap numarasına uygun hesap ekstreleri getirtilerek, hesaptaki paraların mahiyeti ve kaynağı belirlenip, gerektiğinde alanında uzman bilirkişi marifeti ile şikayet nedenleri kapsamında değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.