Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik iddia, mahkemede her türlü delille ispat edilebileceğinden, öncelikle duruşma açılarak şikayetçiye (borçluya) ve karşı tarafa (alacaklıya) bu konudaki delillerini mahkemeye ibraz etmeleri için imkan tanınmadan dosya üzerinden karar verilemeyeceği-
Borçlunun, hakkında yapılan -ilamsız- takibe itiraz etmiş ve alacaklı tarafından "itirazın iptali" davası" açılmış olması halinde, tasarrufun iptali davasında, itirazın iptali davasının kesinleşecek sonucunun "bekletici mesele" yapılması gerekeceği–
Usulüne göre haczedilmemiş olan mallara ilişkin istihkak davaları ile süresinde satış istenmemekle üzerindeki haciz düşmüş olan mallara ilişkin istihkak davalarına icra mahkemesinde (tetkik merciinde) bakılamayacağı–
8. HD. 19.11.2015 T. E: 2014/7901, K: 20749-
Davacı-alacaklının "alacağının çeklerin keşide tarihinden önce doğduğunu" tanık dinleterek kanıtlayabileceği–
İhtiyati haciz kararı vermede yetkili ve görevli mahkeme İcra ve İflas Kanunu'nun 50. maddesi ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun (HMK) yetkiye ve göreve dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunduğu kuşkusuz olup, 6100 sayılı HMK.'nunun 316/1-c ve 2/1. maddeleri gereğince, (ihtiyati haciz kararı vermede görevli olan mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olmayıp asliye hukuk mahkemesinde olduğu-
İcra mahkemesince hiçbir ödeme belgesine dayanılmaksızın sadece borçlunun «takip dayanağı çekteki borcun mal vermek suretiyle ödendiği» şeklindeki beyanına itibar edilerek, taraflar arasındaki cari hesap incelenerek «takibin iptaline» karar verilemeyeceği—
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.