Şikayetçi adına ödeme emrinin; “Ayvadere Mah. Hazer Sok. No:119/2 Araklı/Trabzon” adresine tebliğe çıkarıldığı, tebliğ memurunca; “ muhatap adresten ayrıldı. Mahalle muhtarının tasdikiyle iade” şerhi ile tebliğ evrakının 01.12.2015 tarihinde iade edildiği, bunun üzerine tebligat zarfı üzerine "mernis adresi" olduğu yazılarak, TK'nun 21/2. maddesi gereğince, muhatabın adrese dayalı nüfus kayıt sistemindeki adresine, 19.01.2016 tarihinde tebligat yapıldığı, ancak tebliğ zarfının üzerine, tebligatı çıkaran mercii tarafından, Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup, bu durumda, tebliğ memurunun tebliğ işlemini T.K.'nun 21/2. maddesi uyarınca yapmasının, usule aykırı olduğu, o halde, mahkemece; usulsüz tebligat şikayetin kabulü ile 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun bildirdiği öğrenme tarihinin, tebliğ tarihi olarak düzeltilmesi ve borçlunun diğer şikayetlerinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
1. sıradaki alacaklının kayden haciz tarihinin 16.12.2008, fiili haciz tarihinin ise 23.07.2009 olduğu, bu tarihten 1 yıl geçmeden 21.07.2010 tarihinde satış istendiği, böylece 1 yıllık satış isteme süresinin dolmadığı, diğer hacizlerin ise 1. sıradaki alacaklının haciz tarihlerinden sonra olduğu, sıra cetvelinde haciz tarihine göre yapılan bir yanlışlığın bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesinin gerekeceği-
İhtiyati haciz kararına istinaden ihtiyati haciz uygulanması, genel anlamda bir takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, İİK'nun 72/2. maddesine dayalı olarak icra takibi hakkında verilen tedbir kararının, ihtiyati haczin infazına mani teşkil etmeyeceği- İhtiyati tedbir kararında, tedbirin ihtiyati hacizleri kapsayacağı açıkça belirtilmediğinden; söz konusu tedbir kararının, ihtiyati haczin uygulanmasını engeller mahiyette olmadığı-
Bonoyu düzenleyene karşı yapılacak takiplerde zamanaşımı süresinin vadeden itibaren 3 yıl olduğu, ancak bu süre hesaplanırken vade gününün hesaba katılmayacağı-
Çekin ileri tarihli düzenlendiğinin, ancak tarafların müşterek imzasını taşıyan bir belge ile kanıtlanması halinde kabul edilebileceği- Alacaklının imzasını taşımayan "çek teslim bordrosu"nun, İK.nun 169/a maddesinde sayılan nitelikte belgelerden olmadığı-
Kar kaybının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve inkar tazminatının tahsili istemi-
İmar uygulaması nedeniyle bedele dönüştürülen pay karşılığının artırılmasına ilişkin ilamlarla ilgili yapılacak ödemelerde 6487 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin hükümlerinin uygulanacağına ilişkin anılan maddenin 12. fıkrası Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildiğinden uygulanırlığı kalmadığından, imar uygulaması nedeniyle bedele dönüştürülen pay karşılığının artırılmasına ilişkin ilamlardan kaynaklı takiplerde, borçlunun gayrimenkul, menkul, hak ve alacaklarına haciz uygulanmasının hukuka uygun olduğu-
Sıra cetvelinin düzenlendiği tarihte ihtiyati haczi kesin hacze dönüşmemiş olan alacaklı için, sıra cetvelinde pay ayrılması ve ihtiyati haciz, kesin hacze dönüşünceye kadar, ayrılan paranın İİK 138/IV uyarınca bankada saklanması gerekeceği- «İhtiyati haczin, satıştan önce kesinleşmesi (depo edilmesi) gerekeceği»ne ilişkin bir koşulun kanunda yer almadığı—
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.