Borçlu aleyhine yapılan icra takibinde, borçlu şirkete ait hesap hareketlerinin bankadan istenmesinin Bankacılık Kanunu mad. 73. maddesi kapsamında müşteri sırrı niteliğinde olduğu iddiasıyla icra müdürlüğünce gönderilen müzekkerenin iptalini talep edilen davada, kanundaki kısıtlamaların (Bankacılık K. mad. 73), bankaların mensupları ve diğer görevlilerin sıfatları sebebiyle öğrendikleri sırları ihtiyari ve keyfi olarak açıklamalarına engel nitelikte olduğu; cebri icrayı etkiler bir kısıtlama kanunda yer almadığından cebri icrayı kapsamayacağı; şikayetçi bankanın isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Takip konusu kira borcuna itirazda bulunmayan kiracının icra dairesine teslim ettiği anahtarı -ihtirazi kayıt ileri sürmeden- alan kiralayanın, kira alacağından feragat etmiş sayılmayacağı
Borçlu tarafından ‘ihtiyati haciz kararına dayanak teşkil eden senedin/çekin teminat amacıyla verildiği’ iddiasının yazılı belge ile kanıtlanması halinde –alacağın muaccel olması koşulu gerçeklememiş olacağından- mahkemece ‘ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği–
Satış isteme süresinin başlangıcının ihtiyati haciz tarihi olmayıp alacaklıya satış isteme yetkisi veren kesin haciz tarihi olduğu-
Yasal düzenlemeler ve Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı değerlendirildiğinde; artık, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı üzerine borçluya haczi kabil mallarını bildirmesi için süre verilmesi gerekmediğinden, mahkemece, borçlunun şikayet gerekçesi olan Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin son fıkrası yönünden inceleme ve değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Maaş haczi’ne ilişkin şikayetle ilgili kararın temyiz edilebileceği (İİK. 363/5)–
Özürlü borçluya ait sakat aracının, sakatların yer değiştirebilmesi için zorunlu olan hareketli sandalye niteliğinde bulunmaması nedeniyle, sermaye unsurunun ağır bastığı lüks sayılan kara nakil vasıtası konumunda bulunduğundan, borçlu tarafından ileri sürülen haczedilmezlik şikayetinin dinelemeyeceği-
HMK’nun 20. maddesi uyarınca, icra mahkemesince verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren mahkemeye başvurularak, “dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi”nin talep edilmesi, aksi takdirde bu mahkemece “davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmesi gerekeceği-
Meskeniyet iddiasının bir haczedilmezlik şikayeti olup; mahcuzun değerini ve borçlunun haline münasip alabileceği meskenin değerinin haciz tarihi itibariyle hesaplanmasının zorunluluk olduğu- Bölge Adliye Mahkemesinin borçlunun alabileceği haline münasip evin değerinin dava tarihi itibariyle tespit edilmesi gerektiğine yönelik tespiti ve sonrasında görüş değişikliğine gidildiğini belirterek taşınmazın karar tarihine yakın bir zamana ilişkin olarak belirlenen değerini esas alarak hüküm kurmasının doğru görülmediği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.