6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 163. maddesinde; "Alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir. Borçluların sorumluluğu, borcun tamamı ödeninceye kadar devam eder" hükmüne yer verildiği, şu halde; borç müteselsil olduğunda alacaklının, isterse borçluların hepsini birden takip ve dava edebileceği gibi bunların içinden dilediği birini veya birkaçını takip veya dava edebileceği, alacaklının seçimlik hakkının olduğu ve alacaklının bu hakkının borç tamamen ödeninceye kadar devam edeceği-
Davacının talebi temlik alınan alacağa dayalı olduğundan, öncelikle temlik tarihi itibariyle davalının dava dışı temlik eden kişiye bir borcunun bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerektiği- İktisadi bütünlük kavramından hareketle temlik edenin ya da temlik alan davacı şirketin talimatı olmadan, dava dışı üçüncü kişilere yapılan ödemelerin temlik edenin davalı nezdinde oluşan alacağı için yapıldığının kabulünün hatalı olduğu- İİK. mad. 257 uyarınca, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için, alacağın muhtemel varlığına kanaat getirilmesi yeterli ise de, alacaklının bu kanaati oluşturacak bilgi ve belgeleri talebine eklemesi gerektiği-
Dava konusu haciz, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği ve borçlu şirket yetkilisinin huzurunda borçluya ait depo da yapıldığından, mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu- Davacı üçüncü kişi ile borçlu şirketin ticari defterleri getirtilerek ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olup olmadığı hususu da dikkate alınmak sureti ile borçlu tarafından üçüncü kişiye depolama hizmeti verildiğinin iddia edildiğine göre borçlu ile üçüncü kişi arasında depolama faturaları düzenlenip düzenlenmediği ve varsa depolama bedellerinin ödenip ödenmediğinin belirlenmesi, davacı vekilinin dava dilekçesinde delil olarak ileri sürdüğü tahsilat makbuzları, tartı ve mal giriş fişleri esas alınmak sureti ile inceleme yaptırılarak, haczedilen menkullerin davacının dayandığı belgelerde belirtilen menkuller olup olmadığının belirlenmesi, davacı hacze konu menkullerin bulunduğu kasaların üzerinde .... yazılı olduğunu iddia ettiğine göre davacının iddialarının davacının sunduğu belgeler ve resimler nazara alınarak doğruluğunun saptanması, öte yandan borçlu ile üçüncü kişi arasında devam eden cari ilişki olup olmadığı hususlarının duraksamaya ver vermeyecek şekilde tespit edilmesi için bilirkişi raporu alınması gerektiği-
Yedieminlik ücretinin, muhafaza tedbirine konu takip dosyasından başka bir dosyada ayrı bir takip konusu yapılması halinde, yedieminlik ücretinin öncelikle ödenmeyeceği- Yedieminlik ücretinin satış bedelinden öncelikle ödenmesi mümkün olmadığından, satış tutarının, bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmeyeceğinin anlaşılması halinde, icra dairesince alacaklıların bir sıra cetveli yapılması gerektiği-
İcra dosyasına borçlu tarafından sunulan «mal beyanı» dilekçesinde, itiraz ve şikayet haklarından açıkça feragat edilmiş olması halinde, -borçlunun bu feragatı itiraz ve şikayet sürelerini de kapsadığından- haciz için ayrıca ödeme emrinin tebligatının dönüşün beklenmesine gerek bulunmayacağı—
Arza tabi olan bina inşaatının bir “taşınır” gibi değerlendirilip, fiilen haczedilemeyeceği, binanın üzerinde bulunduğu arzın tapuda birisi adına kayıtlı olması halinde, o kişinin borcundan dolayı tapu kaydı üzerine haciz konması gerekeceği-
Asıl borçlular hakkında geçerli bir takip olmadan üçüncü şahsa gönderilen birinci haciz ihbarnamesinin geçersiz olup, buna bağlı olarak gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun oluşmayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.