Ticari vekilin özel yetki verilmedikçe kambiyo taahhütlerinde bulunamayacağı, ticari mümessilin bu tür işlemleri yapma yetkisinin olduğu,limited şirketlerde ticari mümessil tayin etmeye genel kurul yetkili olup, ticari mümessilin ise ticari vekil atayabileceği, borçlu şirketin ticari mümessili tarafından ticari vekil olarak atanan kimsenin vekaletnamesinde şirket adına kambiyo senedi tanzim yetkisi verilmiş olmadığından, ticari vekil tarafından imzalanan senet nedeniyle şirketin sorumluluğu cihetine gidilemeyeceği-Ticari mümessilin temsil yetkisinin ticaret siciline tescili gerekirken; ticari vekilin temsil yetkisinin sicile tescil edilemeyeceği-
Ticaret sicil kayıtlarına göre, ödeme emrinin tebliğ alan kişi borçlu şirketin yetkili temsilcisi olmayıp, kendisine verilen vekaletnamede şirket adına tebligat alma yetkisi de verilmemiş olduğundan, tebligat işleminin şirket temsilcisine yapılmamış olması sebebiyle usulsüz olduğu ve mahkemece, borçlunun şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin borçlunun bildirdiği öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği-
Alacaklının -İİK. 43 uyarınca- takip yolunu değiştirmesi -«haciz yolu ile» takibi, «iflâs yolu ile» takibe çevirmesi- halinde, önceki takipte konulmuş olan hacizlerin düşeceği–
İcra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” karar verilmiş olması halinde, bu kararın kesinleşmeden, iptal edilen ödeme emri uyarınca borçlunun taşınmazlara konulan hacizlerin kaldırılması gerekeceği–
Ziraat Bankası (Halbankası ve T. Emlak Bankası) için öngörülen muafiyetin tahsil harcını kapsamasa da, vazgeçme harcını kapsadığı-
Süresi içinde istihkak davası açmamış olan üçüncü kişinin istihkak iddiasını kabul etmiş sayılacağı—
İİK'nın 83/2. madde hükmüne göre, maaş üzerinde birden fazla haciz varsa bunların İcra Müdürlüğü'nce sıraya konacağı ve sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemeyeceği, bu durum karşısında İcra Müdürlüğünce yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin İİK'nın 355. madde hükmü uyarınca bildirilmesi üzerine davacının çalıştığı kurum tarafından maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemeyeceği, bu durumda mahkemenin, yapılan bu sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesi uyarınca İcra Müdürlüğü'nce düzenlenen sıra cetveli niteliğinde olduğu kabul edilerek, aynı Kanun'un 142/1. maddesi uyarınca açılan muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarındaki ilkelere göre uyuşmazlığın çözümlenmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece, borçlu tarafça sunulan ödeme belgeleri İİK'nun 169/a-1. maddesinde belirtilen belgelerden olmadığından (takip dayanağı senetlere açıkça atıf yapılmadığı), bu belgeler esas alınmaksızın sadece asıl alacağın fer'ileri yönünden gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verileceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.