Takip borçlusuna yapılan tebligatın, yetkilisi olduğu borçlu şirketin de takipten haberdar olduğu anlamına gelmeyeceği- Şirket adına çıkan tebligatı, bizzat şirket yetkilisi almış olsa da, aynı takibin borçluları olmaları nedeni ile husumet iddiasının ileri sürülebileceği- Ticaret siciline bildirilen adrese Teb. K. mad. 35 gereğince tebligat yapılabilmesi için söz konusu adrese öncelikle normal usullere göre tebligat çıkartılıp bilâ tebliğ dönmesi halinde 35. maddedeki tebliğ prosedürünün işletilmesi gerektiği Borçlunun usulsüz tebligata ilişkin şikayetinin kabulü ile, tebliğ tarihinin borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine ve icra dosyasına süresinde yapılan itiraz uyarınca takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Haczin yapıldığı yer aynı zamanda şirket ortağı olan O... N...'nın iş yeri adresi olup, dava konusu mahcuzları davacı 3. kişi şirket ile birlikte ellerinde bulundurdukları anlaşıldığından İİK'nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin, borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu-
Mahkemece, İİK. mad. 89/3 uyarınca; şikayetçi 3. kişinin sorumlu olduğu temerrüt faizinin, menfi tespit davasında verilen kararın kesinleştiği tarihten itibaren hesaplanmak üzere yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekirse de, taleple bağlılık ilkesi gereği, şikayetçi vekilinin talebiyle bağlı kalınarak, menfi tespit davasının karar tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizinin hesaplanması yönünde bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılarak karar verilmesi gerektiği-
Borçlu davalının mal varlığına girmesi gereken miras payından feragat etmesi halinde, mahkemece davalıların kardeş olması nedeniyle davanın İİK.nın 278 ve 280. maddeleri uyarınca kabulü gerektiği-
Davalının yargılama aşamasında davaya karşı çıkması ve mahcuz araç üzerindeki haczin kaldırılması için herhangi bir girişimde bulunmaması halinde davanın açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle, tüm yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği-
Alıcıya ihale edilen taşınmaz bir üçüncü kişi tarafından işgal edilmekte ise, "ihalenin kesinleşmesi üzerine" alıcının, icra dairesine başvurarak üçüncü kişinin taşınmazdan çıkarılmasını isteyebileceği- Davacının yer teslimine yönelik bir talebi bulunmadığı gibi taşınmazın işgal edildiğine dair de bir iddiası bulunmadığından, davacının taşınmazı kiraya vermesinde de bir engel olmadığı ve kira kaybına yönelik zararı bulunduğundan da bahsedilemeyeceği- İİK. mad. 5  gereğince, icra memurunun bir kusuru bulunmuyor ise Adalet Bakanlığı’nın da bir sorumluluğunun olmadığının kabul edileceği-
5510 s. SGKK’ nın kapsamındaki haczedilmezlik şikayetlerinin, şikayetin yapıldığı tarih esas alınarak sonuçlandırılması gerekeceği-
İcra mahkemesince “borçluya tebliğ edilen ödeme emrinin –İİK.’nun 61/I, c:2 uyarınca- iptaline karar verilmiş olması halinde, ortada geçerli bir ödeme emri bulunmayacağından, icra mahkemesince borca itirazın esasının incelenemeyeceği, sadece “ödeme emrinin iptali” ile yetinilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.