Üçüncü kişi tarafından 89/1 haciz ihbarnamesinin iptali için şikayet yoluna gidilmiş olması halinde, bu şikayetin sonucu belirlenerek yargılama gideri yönünden bir karar verilmesi gerekeceği–
HMK mad. 323 uyarınca, karar ve ilam harcı, vekalet ücreti, tebligat ve keşif giderleri yargılama giderlerinden olduğu- Başlangıçta alınan harcın yargılama giderlerine dahil edilerek davalılardan alınarak davacıya verilmesinin de yasal dayanağının bulunmadığı-
Davacılar, dava dışı şirket tarafından kendilerine karşı başlatılan ilamsız icra takibine Nöbetçi İcra Müdürlükleri aracılığıyla süresinde itiraz ettiklerini, itiraz dilekçelerinin takibin başlatıldığı İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesine rağmen dosyaya konmadığını, bu nedenle takibin durmadığını ve alacaklarına haciz konması için Belediye'ye yazı yazıldığını, ve Belediye tarafından dosyaya borcun bu şekilde tamamen tahsil edildiğini, sonrasında kendileri tarafından icranın iadesi yoluna gidildiğini, bunun üzerine takip alacaklısı tarafından itirazın iptali davası açıldığını, söz konusu davanın kısmen kabul edilerek hüküm altına alındığını, ödemek zorunda kaldıkları icra inkar tazminatı düşüldüğünde bile fazla ödeme bulunduğunu, bu fazla ödemenin tahsili amacıyla takip alacaklısı firma aleyhine başlattıkları takibin söz konusu şirketin iflasına karar verilmesi nedeniyle semeresiz kaldığını belirterek zararlarının tazminini istemişler ve mahkemece, icra dairesi görevlilerinin kusuru nedeniyle davacının belirtilen miktarda zarara uğradığı benimsenmişse de, davacının sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde dava dışı şirketten söz konusu tutarı tahsil imkan ve ihtimali mevcut olduğundan tahsilde tekerrüre neden olmamak üzere hüküm kurulması gerektiği-
İİK.nun 33/2. maddesine göre icra emri tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa imhale dayanan isteklerin mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmesinin gerektiği, her ne kadar taraflar arasında adiyen düzenlendiği iddia edilen protokolün, boşanma ilamı ile onaylanmış ise de, boşanma ilamı ve ferileri kesinleşmedikçe hüküm ifade etmeyeceği, nitekim anılan onay hükmünü taşıyan Aile Mahkemesi’nin boşanma kararının, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin ilamı ile davacının temyiz dilekçesinde yer verilen davadan feragati hakkında karar verilmek üzere bozulduğu, bu durumda borcun itfa edildiğinin, İİK. 33/2 maddesi koşullarında ispatlanmış olmadığı, icra mahkemesince şikayetin reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Takip konusu çek ile ilgili işlemin (ciro) şube tarafından yapılması halinde, şubeye yapılan tebligatın geçerli olduğu, fakat; takip konusu çek ile ilgili işlemin şirketin kendisi (merkezi) tarafından yapılması ve ticaret sicilinde şubeye yapılan tebligatın şirkete yapılmış sayılacağı kaydı bulunmuyorsa tebligatın geçerli olmasının şirket merkezine yapılmasına bağlı olduğu-
İİK. mad. 363/1 uyarınca icra hukuk mahkemelerince verilecek kararların temyiz süresi tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren 10 gün olduğu- Hükme ilişkin tüm hususlar gerekçesi ile birlikte tefhim ile açıklanmazsa, temyiz süresinin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlayacağı- "Borçlu şirketin haciz adresinde kurulduğu, iki kurucu ortağın borcun doğum tarihinden önce hisselerini devrederek borçlu şirket ortaklığından ayrıldıkları, 3. kişi şirketin ise borcun doğum tarihinden sonra haciz adresinde kurulduğu, her iki şirketin faaliyet alanlarının aynı olduğu, borçlu şirketin borcun doğum tarihinden sonra haciz adresinden taşındığı, buna göre her iki şirketin belli bir süre haciz adresinde birlikte faaliyet gösterdikleri, dava konusu haciz esnasında yapılan evrak araştırmasında borçlu şirket adına başka bir takip dosyasına ilişkin haciz tutanağı ve kartvizitler bulunduğu, vergi yoklama fişlerine göre her iki şirketin aynı telefon numaralarını kullandıkları, yoklama fişinde haciz adresi iş yerinin asıl kiracısının borçlu şirket olduğunun, 3. kişi şirketin faaliyet göstereceği alanın ise borçlu şirketten kiralandığının, 2011 yılı 2. ayından itibaren ise tamamen 3. kişi şirketin faaliyet göstereceğinin, ... tarihli 3. kişi şirketin muhasebe sorumlusunun imzasını taşıyan yoklama fişinde ise, iş yerinin borçlu şirketten kiralandığının, 3. kişi şirketin borçlu şirketin bir alt kolu olarak faaliyet gösterdiğinin, çalışan işçilerin borçlu şirket tarafından sigortalı olduğunun, 3. kişi şirketin beyanda bulunan muhasebe sorumlusu dışında sigortalı işçisinin olmadığının, borçlu şirketin haciz adresinin 30 m2'lik kısmında faaliyetine devam ettiğinin beyan edildiği, ... tarihli yoklama fişinde beyanı bulunan muhasebe sorumlusunun tanık olarak dinlendiği, tanığın '3. kişi şirketin borçlu şirket ile aynı işçiler, aynı makineler ve aynı işe devam ettiğini' beyan ettiği" ve bu kapsamda İİK. mad. 97/a uyarınca, mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, ispat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip davacı 3.kişinin, karinenin aksini güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlayamadığı; istihkak iddiasının, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak ileri sürüldüğünün ve muvazaalı işlemler yapıldığının kabulü gerektiği-
İtiraz dilekçesindeki alacaklı, borçlu ve alacak tutarının, üçüncü kişiye tebliğ edilen haciz müzekkeresiyle aynı olduğu görüldüğünden, şikayetçi üçüncü kişinin, maddi hata sonucu dosya numarasının itiraz dilekçesinde yanlış yazılması hakkın zayiine neden olmayacağı-
Ödeme emrini alan borçlunun «itiraz müddetinden vazgeçtiğini» bildirerek yaptırdığı haczin, haciz koyduran alacaklı dışındaki alacaklılara etkili olmayacağı «İİK. mad. 20» (Onlar bakımından, daha önce konulmuş olan bu haczin, «itiraz süresinden sonra konulmuş bir haciz» gibi sonuç doğuracağı–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.