İİK.’nun 347. maddesinde belirtildiği şekilde üç aylık ve bir yıllık süreler geçtikten sonra şikayette bulunulması halinde “şikayet hakkının düşürülmesi” ne karar verilmesi gerekeceği-
Tazminat ve cezalandırılma istemiyle birlikte açılan davalara ceza mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekeceği-
Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarında, kat mülkiyeti kurulmasına engel oluşturan eksikliklerin mevcut olduğu durumlarda bu eksikliklerin giderilip yasal koşullara uygun hale getirilmesi mümkün ise kat mülkiyetine çevrilmesi yoluyla ortaklığın giderilmesini isteyen tarafa tamamlattırılması gerektiğinin kabul edildiği- Taşınmazda kat mülkiyeti kurulabilmesi için üzerindeki yapının tamamının kargir olması yanında yapımının tamamlanmış ve tüm bağımsız bölümlerinin başlı başına kullanılmaya elverişli bulunması gerektiği ancak inceleme sonucu bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, söz konusu taşınmaz üzerinde kat mülkiyeti kurulabileceği belirtilmiş ise de mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmadığından verilen hükmün isabetsiz olduğu-
İ. sözleşmesinin, ancak tarafların imzasını taşıyan yazılı delille kanıtlanabileceği- Yazılı delil bulunmasa da, taraflar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış “delil başlangıcı” niteliğinde bir belge varsa, HMK. mad. 202 uyarınca inanç sözleşmesi “tanık” dahil her türlü delille ispat edilebileceği- Davacı ve davalılardan üçü dışında diğer taşınmaz malikleri olan davalılar ve son tapu maliki arasında yapılan taşınmaz devrinin davacıya iade etmek şartıyla inançlı temlik sebebiyle tapunun devri yapıldığına dair bu davalıların imzasını içeren yazılı delil veya delil başlangıcı sayılacak bir belge mevcut olmadığından, "son tapu maliki" olan davalıya, dava konusu taşınmazı satış suretiyle devir eden davalının  "yapılan satışın muvazaalı olduğuna dair" imzalı beyanı ancak kendisini bağlayacağı, bu davalının beyanının da son tapu maliki davalı yönünden yazılı delil veya delil başlangıcı sayılacak bir belge olmadığı, bu nedenle davacı ile son tapu maliki davalı arasında inançlı temlik sözleşmesinin yazılı delil veya delil başlangıcı ile kanıtlanamamış olduğu ve bu durumda; tapu iptal ve tescil davasının reddi ile davacının terditli tazminat talebi yönünden bir karar verilmesi gerektiği-
Satış isteme süresi dolmadan icra müdürlüğüne yapılan «haczin yenilenmesi talebi»nin ve icra müdürlüğünce verilen «haczin devamına» ya da «haczin yenilenmesine» ilişkin kararın, süresinde satış istenmemesi halinde haczin düşmesini önlemeyeceği—
Mahkeme, yapacağı inceleme sonucunda inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse, itirazın kabulüne karar vereceği- İmzaya itiraz üzerine, Adli Tıp Kurumundan alınan raporda söz konusu imzanın borçlunun eli ürünü olduğu ya da olmadığı yönünde bir tespite gidilemediğinin bildirilmesi durumunda itirazının kabulüne karar verilmiş ise de söz konusu raporun anılan kurumdan alınmış ve heyetçe düzenlenmiş olması yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre ona üstünlük sağlamayacağından kesin kanaat bildirmeyen mevcut rapora göre sonuca gidilemeyeceği- Mahkemece yeniden uzman bilirkişilerden oluşturulacak kuruldan rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.