İhtiyati haciz talebine konu avukatlık ücret sözleşmesi ile müvekkilin avukatından dava dosyalarını aldığına dair tutulan ibra tutanağının, Avukatlık Kanunun 35/A maddesi ve Avukatlık Kanunu Yönetmeliğinin 16 ve 17’nci maddelerinde öngörülen şekli ve maddi koşulları belirlenmiş uzlaştırma tutanağı niteliğinde olduğunun kabulünün mümkün olmadığı-
Şikayetçinin sıra cetvelinde sıraya yönelik itirazlarının İİK'nın 101 ve 206, IV-C maddeleri kapsamında değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, İİK'nın 142 /son maddesi uyarınca dar yetkili olan icra hukuk mahkemesinin şikayet olunanın, şikayetçinin alacağının esası ile ilgili savunma olarak ileri sürdüğü hususları tartışamayacağı, bu hususların dava yoluyla alacaklılar tarafından ayrıca genel mahkemelerde ileri sürülmesi gerektiği-
Şikayetçinin hem şikayet edilenlerin alacağının esas ve miktarına hem de sıra cetvelindeki sıraya itiraz etmesi halinde,görevli mahkemenin genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemelerinin olduğu-
Taraflar arasındaki kayıt kabul davası-
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik iddianın mahkemede her türlü delille ispat edilebileceği, öncelikle duruşma açılarak şikayetçiye (borçluya) ve karşı tarafa (alacaklıya) delillerini mahkemeye ibraz etmeleri için imkan tanınmadan, dosya üzerinde yapılan inceleme ile karar verilemeyeceği-
Davanın niteliği itibariyle "imzanın borçluya ait olduğunu" kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğu ve ispat yükünü ters çevirecek bir uygulamaya da gidilemeyeceği- Lehtar şirket yetkilisine ait imza örneklerinin yeterli olmadığı, bilirkişi raporunda mukayeseye esas alınan belgeler arasında, yalnızca imza sirküleri aslının bulunduğu, bunun dışında bir adet şirket karar fotokopisi ve bir adet vekaletname fotokopisinin yer aldığı, mahkemece şirket temsilcisinin huzurda imza örneklerinin de alınmamış olduğu- Şirket yetkilisine ait karşılaştırma yapmaya elverişli belge asıllarının celp edilip, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonucuna göre karar verilmesinin gerektiği-
Somut olayda taşınmazın sadece asıl borçlunun sorumluluğunun teminatı için ipotek verildiği dikkate alınarak, kefil yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesinin koşullarının bulunup bulunmadığı değerlendirilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Borçlu ile davacı 3. kişi arasında kayınvalide-gelin gibi yakın akrabalık bağı bulunduğu, dava konusu haciz işlemi için önce takip dayanağı fatura ve ihtiyati haciz kararında yer alan, adresin boş olduğunun görüldüğü ve komşu işyeri sigortalı çalışanın aranılan adresteki işyerinin gelinen adres olduğunu beyan ettiği, takip dayanağı belgeler arasında yer alan faturada borçlunun ticari ünvanı olarak komşu işyeri unvanının yazılı olduğu, Vergi Dairesi kayıtlarına göre borçlunun faaliyet alanı beyaz eşya, 3. kişinin faaliyet alanı mobilya ürünleri ticareti ise de, anılan dayanak fatura içeriğinin mobilya ürünlerine ilişkin olduğu, haciz adresinde hazır bulunanın ilk defa 3. kişinin işçisi olarak çalışmaya başladığı, alacaklı vekilince ibraz edilen, borçlunun murakıpı, 3. kişinin ise ortağı olduğu dava dışı kişiye ait Ticaret Sicil Gazetesi örneğine göre borçlunun görevinin sonlandırıldığı ve yerine 3. kişinin işçisinin seçildiği anlaşıldığından, mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu ve ispat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip davacı 3.kişinin, karinenin aksini güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlayamadığı anlaşılmakla, bu koşullarda, istihkak iddiasının, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak ileri sürüldüğünün ve muvazaalı işlemler yapıldığının kabulü gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.