Bankanın, lehine ipotek tesis edilen asıl borçlu şirket aleyhine ihtiyati haciz talep etmediği, itiraz edenlerin asıl borçlu şirket lehine ipotek verdikleri, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldıktan sonra alacaklı banka ile asıl borçlu şirket arasındaki sözleşmeleri müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzalayan itiraz edenlerin tümü hakkında tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla takibe geçilebileceği ve ihtiyati haciz talep edilebileceği, İİK’nun 257. maddesi uyarınca verilen ihtiyati haciz kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Mahkemece, "kooperatifin ihyasına" karar vermekle yetinmek gerekirken "... kesinleşmiş ilam içeriği ve kesinleşmiş ilam içeriğine konu ...icra dosyasındaki alacakla sınırlı olmak üzere" ihyaya karar verilmesinin hatalı olduğu-
Alacaklı tarafından bir adet bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, takip dayanağı bonoyu şirketi temsilen imzaladığını, şahsi sorumluluğunun bulunmadığını belirterek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu davada, sorumluluk doğması için keşidecinin atacağı tek imza yeterli olup, bononun ön yüzündeki ikinci imzanın atılması zorunluluğu olmadığından şirket kaşesi dışına atılan imza aval olarak değerlendirileceği- İtiraz eden ve adı geçen şirket yetkilisi olan borçlunun kaşe dışında, açıkta herhangi bir imzası da bulunmadığından, kaşe üzerine atılan imzaların şahsı adına değil, şirketi temsilen atıldığı ve şirketi borç altına soktuğu kabul edilmesi gerekeceği-
Borçlu ortağa ait anonim şirket hisse senedinin, anonim şirkete İİK. mad. 89’a göre haciz ihbarnamesi gönderilerek haciz edilemeyeceği (hisse senedinin fiilen ele geçirilerek haciz edilebileceği)–
Borçlunun takip tarihinden önce çek bedelinin ödendiğini ileri sürmesi borca itiraz niteliğinde olduğundan, alacaklının, takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesi gerektiği-
Haciz tarihi itibariyle taşınmaz şikayetçi ve diğer mirasçılara ait olduğundan takip mirasçılara yöneltilmeden borçluya ait olmayan taşınmaz üzerine haciz konulmasının yasaya aykırı olduğu, taşınmaz maliki mirasçının şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurarak haczin kaldırılmasını isteyebileceği,mahkemece kamu düzenine aykırılık teşkil eden bu hususun re'sen dikkate alınarak haczin kaldırılmasına karar verileceği-
İhtiyati haciz kararına itiraz ve temyiz hususunu düzenleyen İİK’nun 265. maddesinin son fıkrasında, ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine verilen kararlara karşı temyiz yolunun açık olduğu, ancak temyiz incelemesi sonucu verilen kararın kesin olduğu düzenlendiği-
Davacı tarafından karar düzeltim aşamasında aktin feshi dosyasına sunulan kamu borçlusuna paranın iade edildiği yönündeki belge ibraz edildiğinden, bozma kararının dayanağının bulunmadığı anlaşılmakla usul ve yasaya uygun hükmün onanması gerektiği-
Bonoya dayalı olarak lehtar tarafından, keşideci hakkında yapılan takibin üç yıl geçince zamanaşımına uğrayacağı-
«Usulsüz tebliğ»le ilgili istemin, tetkik mercine ‘gecikmiş itiraz’ şeklinde sunulmuş olması halinde de, başvurunun hukukî niteliği hakimce belirleneceğinden (HUMK. 76; şimdi; HMK. 33) istemin «şikayet» olarak incelenip sonuçlandırılması gerekeceği–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.