Ödenmemiş sermaye borcu bulunan bir şirketin iyileştirme projesinin ‘ciddi ve inandırıcı’ sayılamayacağı-
Şikayete konu icra takip dosyasına, haciz konulan Banka hesabından şikayet tarihinden sonra para gönderildiğinin, alacaklılara ödendiğinin ve alacaklı vekilinin hacizlerin kaldırılması talebi üzerine İcra Müdürlüğü'nce ilgili bankaya haczin kaldırılmasına dair yazı yazıldığının anlaşıldığı, haciz nedeniyle hesaptan gelen paranın ödenmesinin haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenmesine engel olmadığı-
Davalı kocanın, davacı annesine fiziksel şiddet uygulayan müşterek çocuğu engellememesi, düzenli çalışmaması, birlik görevlerini yerine getirmemesi ve müşterek eve haciz gelmesine sebep olması; davacı kadının ise kusurunun olmaması, boşanmaya neden olan olaylarda davalı koca tam kusurlu olması nedeniyle, davacı kadının maddi ve manevi tazminat isteklerinin kabulünün gerekeceği-
Haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmek için borçlunun bir meslek ifa eden gerçek şahıs olması gerektiği, borçlu şirketlerin bir ticari şirket olup, ‘sermaye’ ağırlıklı MR cihazının haczedilmesi, borçlu şirketlerin faaliyetinin sermayenin önem kazandığı teşebbüs olması, MR cihazının haczedilemezliğine ilişkin yasal düzenleme bulunmaması karşısında, İİK. mad. 82’nin 2. bendinde yer alan ‘emek’ ağırlıklı faaliyetin bulunması koşulu gerçekleşmediğinden, haczedilmezlik şikayetinin reddi gerekeceği-
Haczedilmezlik şikayetinin, 7 günlük süreye tabi olduğu, bu sürenin öğrenme tarihinden başlayacağı-
Adrese dayalı kayıt sisteminin gerçek kişiler yönünden olup, tüzel kişiler hakkında 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı, zira tüzel kişiler adına ve adı geçenin ticaret sicilindeki adresine gönderilen tebligatın 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun Yönetmeliğin 30 ve 31.maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek olmadığı, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olmasının tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmayacağı-
Süresi içinde ibraz olunmayan çekle ilgili olarak davalı (keşideci) ile ciro yoluyla çeke hamil olan davacı arasında temel ilişki bulunmadığından, uyuşmazlığın 6762 s. TTK. mad. 644 hükmü çerçevesinde değerlendirilip çözümlenmesi gerektiği, mahkemece bu yön gözden kaçırılarak "ispat külfetinin davacı hamilde olduğu, davacının açmış olduğu davanın sebepsiz zenginleşme davasının olmadığı, davanın itirazın iptali davası olduğu ve davacının temel borç ilişkisini gösterir belge ve delil sunmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca; icra mahkemesinin, aynı Kanun'un 68/a maddesine göre yapacağı inceleme sonunda inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığı kanaatine varırsa, itirazın kabulü ile birlikte takibin durdurulmasına ve 4. fıkra uyarınca alacaklının senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, borçlu yararına takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın %10’u oranında para cezasına hükmetmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.