Anonim şirkette hisse senedi çıkarılmış ise, bu hisse senetlerinin İİK’nun 88. maddesi uyarınca icra müdürlüğünce fiilen haczedilip muhafaza altına alınabileceği; hisse senedi çıkarılmamış ise, borçlunun 3. kişi nezdinde bulunan bu hisselerinin, İİK’nun 94. maddesi gereğince, icra müdürünce bizzat şirket merkezine gidilerek, pay defterine işlemek suretiyle haciz işleminin gerçekleştirebileceği-
İİK'nın 89. maddesi hükmü uyarınca açılan borçlu olunmadığının tespiti istemi-
Mahkemenin bozmadan önceki, 25.02.2014 tarih ve 2013/... E. - 2014/... K. sayılı kararının hüküm bölümünün 2 nolu bendinde; şikayete konu üç adet ... Bankası hesabındaki hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği ve anılan hüküm kısmının alacaklı tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle kesinleşmesine rağmen, bozmadan sonra kurulan 21.11.2019 tarih ve 2015/... E. - 2019/... K. sayılı kararında, daha önceden kaldırılmasına karar verilen hacizlerle ilgili olarak bu kez şikayetin tümden reddine karar verilmesinin, borçlu aleyhine kazanılmış hakkın ihlali niteliğinde olduğu-
Adi ortaklık mallarının üzerinde adi ortaklığı oluşturan gerçek ve tüzel kişilerin elbirliğiyle mülkiyet haklarının bulunduğu; herhangi bir şeyin tamamının veya hissesinin üzerinde adi ortaklığın mülkiyetinin var olabilmesi için bu şeyin adi ortaklık adına kayıtlı olması gerektiği-
İİK'nun 85. maddesi gereğince alacaklının bütün alacaklarına yetecek miktarda haczolunanların satışı sırasında, taşınmazların satış sırasına göre birinin yada birkaçının satılması alacaklının alacağını tüm eklentileriyle birlikte tatmine yeterli ise artık bundan sonraki diğer taşınmazların icra müdürlüğünce satışının yapılmaması gerektiği, aksi halde, icra müdürlüğünce ihaleye devam olunarak borçlunun tüm taşınmazların satılması doğru olmayıp mahkemece borcu karşılayanlar dışındaki taşınmazlara ilişkin ihalenin feshine karar verilmesi gerektiğinden ilgili takip dosyası hakkında güncel dosya hesabı yaptırılarak şikayetçiler tarafından ileri sürülen satışı yapılan taşınmazlarla dosya borcunun karşılanmasına rağmen satışa devam edildiği hususundaki fesih sebebinin yerinde olup olmadığının gerekçesiyle birlikte tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İcra dosyası kapsamından davalı borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleştiği, borç tasfiye protokolünden davalı borçlunun içinde bulunduğu borçluların on bankaya 21.153.996,48 Euro borçlu oldukları, davalı borçlu hakkında düzenlenen haciz tutanaklarının İİK. mad. 105 anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olup borçlunun aciz halinde olduğu, davalıların anlaşmalı boşanma ile boşandığı ve dava konusu taşınmazların davalı borçlu tarafından üçüncü kişi eşine bırakıldığı, taşınmazların davalı eşi adına tescil edildiği; kesinleşen mahkeme kararından, davalı üçüncü kişi eşin boşandığı borçlunun soyadını kullanmasına izin verildiği, davalı üçüncü kişinin dilekçesinden üçüncü kişinin dava dışı takip borçluları olan şirketler grubunun hissedarlarından olduğu anlaşılmakla, mahkemece, takip konusu kredi sözleşmelerinin düzeleme tarihi olmadığından tarihler sorularak sözleşme tarihi iptali istenen tasarruflardan önce ise davanın İİK. mad. 280/1 gereğince kabulüne, kredi sözleşmeleri iptali istenen tasarruftan sonra ise, davanın ön şart yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
Limited şirketteki payı devralan ortağın, devirden önceki dönemle ilgili şirket borçlarından da payı oranında sorumlu olduğunun gözetilmesi gerektiği-
Takibe konu kredinin, "ticari kredi" niteliğinde olması halinde, 4077 s. TKHK.nun 10/A maddesinin uygulanma imkanı bulunmadığından itirazın kaldırılması isteminin esasının incelenmesi gerektiği-
Talepte bulunan tarafın bununla ilgili masrafları peşin olarak vereceği (İİK. mad. 59)- 6352 s. Yasa ile yapılan değişikliklerin, takip tarihinden itibaren değil, haciz, satış gibi başlatılan her bir takip işlemi tarihi esas alınarak uygulanacağı- Tedbir kararında açıkça, "cebri icra yoluyla satılamaz" şeklinde bir açıklık yok ise, bu tedbir kararının taşınmazın cebri icra yoluyla satışını önlemeyeceği- Taşınmaz üzerindeki satış ve devri önleyici şerhin, İİK'nın 106. maddesindeki hak düşürücü sürelerin işlemesini engeller nitelikte olmadığı, şikayetçinin, şerhin konulduğu tarihe kadar satış isteyebileceği gibi, şerhin konulmasından sonra tedbirin kalkması ihtimaline binaen haczinin düşmemesi için İİK. mad. 106'daki sürelerde satış talebinde bulunması ve haczinin düşmemesini sağladıktan sonra kamulaştırma bedelinin, satış talebi mahiyetinde kendi dosyasına gönderilmesini talep etmesinin mümkün olduğu- Şikayetçinin haczinin düştüğünden, sıra cetveline itirazda bulunmakta hukuki yararının bulunmadığı ve bu sebeple HMK. mad. 114/1-h ve 115/2 uyarınca sıra cetveline yönelik şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.