Bononun tanzim tarihi kısmının ay hanesinde düzeltmenin olduğu, ancak keşideci tarafından atılmış herhangi bir parafın bulunmadığı, bononun tanzim tarihinin düzeltilmemiş (tahrifattan önceki) haliyle 12.02.2010 olup, vadenin, tanzim tarihinden önceki bir tarih olan 08.02.2010 tarihini taşıdığı, dolayısıyla senedin vade tarihinin, tanzim tarihinden önceki bir tarih olması nedeniyle TTK’nun 690. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken TTK’nun 615. maddesine göre bono niteliğinde (kambiyo senedi vasfında) olmadığını; borçlunun İİK’nun 168. maddesinde yazılı yasal 5 günlük sürede borca yada imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK’nun 170/a maddesi uyarınca re’sen takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği; keşide yeri yazılı olmayan bonolarda, keşidecinin adı ve soyadı altında yazılı olan “Kozan Adliyesi”de idari birim olmadığından, geçerli bir tanzim yeri olmadığı ve bu durumda, tanzim yeri belirlenemeyen bu belgelerin, TTK’nun 688/6. maddesi gereğince kambiyo senedi vasfında olmadığını, borçlu icra mahkemesine başvurusunda senetlerde tanzim yeri bulunmadığını ileri sürmemiş ise de, İİK’nun 170/a-2. maddesi gereğince, bu hususun icra mahkemesince re’sen nazara alınması ve takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu ile davacının karı-koca olmasının, birlikte oturmalarının, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olmasının, mülkiyet karinesinin borçlu; dolayısıyla alacaklı lehine sayılmasına engel teşkil etmeyeceği-
Takip hukukunda, asıl olan borcun ödenmesi olup, borçlunun mutlaka meskeniyet şikayetinde bulunduğu yerde veya o yere yakın bir yerde meskeninin bulunmasının zorunlu olmadığı; bu nedenle borçlunun daha mütevazi niteliklere sahip yerlerde haline münasip meskeni edinebileceği miktarın belirlenmemesinin doğru görülmeyeceği-
Borçlunun hacizden önceki bir dönemde “haczi mümkün olmayan bir mal veya hakkının haczedilebileceğine” dair, alacaklı ile yapmış olduğu anlaşmanın geçerli olmayacağı-
Şikayetçi üçüncü kişi farklı icra dosyalarına ait haciz ihbarnamelerinin aynı zarf ile her bir müzekkere için ayrı masraf eklenmeksizin gönderilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek icra müdürlüğü işleminin iptalini istenmişse de haciz müzekkerelerinin ait olduğu icra müdürlüğü ve ilgili takip dosyalarında alacaklı vekilleri aynı olduğundan her bir dosya için ayrı müzekkere yazılarak bunların aynı zarfta gönderilmesinin dava ve usul ekonomisi yönünden bir sakınca arz etmeyeceği-
Borçlu Üniversitenin malları İİK'nun 82/1-1. maddesine göre devlet malı niteliğinde olduğundan haczedilemeyeceği-
Menfi tesbit davasında reddedilen miktar yönünden ihtiyati tedbir kalktığından, alacaklının reddedilen miktar yönünden takibe devam etmesinde ve icra veznesindeki paranın reddedilen alacak tutarında kendisine verilmesini istemesinde yasaya aykırılığın bulunmadığı-
İflâsın açılması ile duracak takiplerin, "müflisin masaya giren malvarlığı ile ilgili takipler" olduğu
Takibin kambiyo hukukuna ilişkin olmasının ve kesinleşmesinin alacağın gerçek olmadığı iddiasının incelenmesine engel olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.