İhtiyati haczin alacaklının gıyabında uygulanmış olması halinde, alacaklının ihtiyati haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde takip talebinde bulunması gerekeceği—
İcra ve İflas Kanunu’nun 82. maddesinin 1. fıkrasında; ”Devlet malları ile mahsus kanunlarında haczi caiz olmadığı gösterilen mallar haczedilemez.” hükmünün yer aldığı, İİK’nun 82/1. maddesi anlamında haczedilmezliğin “devlet malları” ve “özel yasalarında haczi caiz olmadığı gösterilen mallar” için söz konusu olduğu- 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu’ nda Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının mallarının ve gelirlerinin haczedilemeyeceğine ilişkin özel bir hüküm bulunmadığı, Bütçe Kanunu’nda sayılan genel ya da katma bütçeli daireler arasında yer almadığı görülmekle bu vakıfların mallarının haczedilebileceğinin kabulünün gerektiği-
Talep, banka kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa yönelik ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkin olup, İİK’nın 68/b maddesine göre, hesap kat ihtarının borçlu adresine ulaştığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağı- Kat ihtarı borçluların adresine tebliğe çıkarılmış; borçlulardan H. S. Y.'a tebliğ edilmiş, diğer borçlu N. M. Y.'a çıkarılan tebligat ise iade edildiğinden, mahkemece, TBK’nın 586/1 maddesinde düzenlenen "ifada gecikme ve ihtarın sonuçsuz kalması" koşulu gerçekleşmiş bulunduğundan, talebin kabulü gerekeceği-
Dayanak senette keşide yeri bulunmakla birlikte, tanzim tarihi bulunmadığı ve çift vade olması nedeniyle kambiyo vasfında olmadığından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı-
Asıl icra dairesince yapılan hacizde istihkak iddiasında bulunulması üzerine İİK'nun 99. maddesi uyarınca 3. kişi hakkında dava açmak üzere alacaklı vekilinin çalışanına 7 günlük süre verilmesi ile yetinildiği, kararın alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, kararda 7 günlük süre içinde istihkak davası açılmaması durumunda nasıl bir hukuki sonuç doğacağına dair ihtarata da yer verilmediğinden, İcra Müdürlüğü'nce alacaklıya dava açması için 7 gün süre verilmesine ilişkin karar usulüne uygun olarak alacaklı vekiline tefhim veya tebliğ edilmediği gibi, dava açılmaması halinde doğacak hukuki sonuçlar bakımından da gerekli ihtaratların yapılmadığı gözetilerek, davanın süresinde açıldığının kabulü gerekeceği-
Borçlunun adresinde yapılan haciz işleminde, borçlunun borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığının tespit edildiği, icra dosyasında yapılan diğer araştırmalarda borçlunun borcuna yetecek kadar başka malvarlığının da bulunmadığının anlaşıldığı, bu durumda, haciz tutanağının geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu kabul edilerek işin esasına girilmesi ve sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İnkar tazminatının mahkemece hüküm altına alınan bağımsız bir alacak niteliğinde olması nedeniyle, paylaştırmada dikkate alınamayacağı—
Birinci haciz ihbarnamesi gönderilmeden ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceği, üçüncü kişinin, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesinin iptalini bir hakkın yerine getirilmemesine ilişkin olarak süresiz şikayete konu edebileceği-
İİK'nun 97/a maddesi 2.cümlesi gereğince borçlu ile 3.kişi malı birlikte elde bulundurmaları halinde de mal borçlu elinde sayılacağı ve mülkiyet karinesinin borçlu dolayısı ile davalı alacaklı yararına olduğu, karine aksinin davacı 3.kişi tarafından hertürlü delille ispatlanmasının olanaklı olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.