İcra dairesinin yetkisi konusunda HUMK hükümlerinin kıyasen uygulanacağı (İİK. mad 50), 1086 s. HUMK.’nun 12. maddesine 6100 s. HMK.’da yer verilmemiş ise de, ihtiyati haciz kararının alındığı ve takibin başlatıldığı tarihte HUMK. mad. 12 yürürlükte olduğundan, anılan madde uyarınca ihtiyati haciz kararından sonra ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin bulunduğu yerde icra takibi başlatılabileceği ve dava açılabileceği-
Borçların ödendiği yolundaki itirazın alacağın esas ve miktarına yönelik olduğu-
Hakkında iflas kararı verilmiş olan şirkete karşı yapılmış olan icra takiplerinin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu tarafından açılan menfi tespit davasında davalı konumundaki alacaklı itirazını def'i yolu ile ileri sürmediğine göre söz konusu davanın zamanaşımını kesemeyeceği-
Davacının sunduğu banka dekontunun açıklama kısmında "borç parası" ibaresinin yer aldığından, davacı açısından yaklaşık ispat hali gerçekleştiği ve ihtiyati haciz isteminin kabulüne ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu-
Takip dayanağı bono üzerinde teminat amaçlı verildiğine yönelik herhangi bir kaydın olmadığı, borçluların itirazlarına dayanak yaptıkları sözleşmede de takip dayanağı bonoya tanzim ve vade tarihi ile miktarı gösterilmek suretiyle yapılmış bir atfın da olmadığı, o halde, borçlular itirazlarını İİK'nun 169/a-1. maddesine uygun bir belge ile ispat edemediği gibi alacaklının da takip dayanağı bononun teminat senedi olduğuna yönelik bir kabul beyanı bulunmadığından mahkemece itirazın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun haczedilen mallarının borcunu karşılamaması halinde, mal beyanında «taşınır taşınmaz hiçbir mal bulunmadığını» belirtmiş olan borç-lunun bu beyanı karşısında haciz tutanağının «geçici aciz belgesi» niteliğini taşıyacağı—
Örnek 10 numaralı ödeme emrine itirazın süresinin son günü resmi tatil gününe rastladığı, bu tarihi takip eden tarihte yapılan itirazın İİK’nun 168/5 maddesinde öngörülen yasal beş günlük sürede olduğunun kabulü gerekeceği-
Senette düzenlenme yerinin yazılı olması gereği- Düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı- Düzenlenme yeri olarak idari birim adı (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması yeterli olup, ayrıca adres gösterilmesi zorunluluğu bulunmadığı- Senette bulunması zorunlu olan düzenlenme yeri yazılı değil ve senedi düzenleyenin adının yazılı olduğu yerde de düzenleme yeri bulunmuyor ise, TTK'nun 702. maddesi hükmüne göre, kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi senetteki borçtan sorumlu olan avalistlerin adreslerinin (idari birim adının) senette yazılı olsa dahi senedin o yerde düzenlenmiş sayılamayacağı- Düzenlenme yeri belirlenmeyen belgelerin kambiyo vasfı bulunmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.