İhtiyati hacze itiraz eden vekili, "bononun müvekkili tarafından miktarı yazılıp imza atıldıktan sonra teslim edildiğini, ancak boş kısımların anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu, müvekkilinin sadece 12.000 TL borcu olup, kalan kısımdan dolayı borcunun bulunmadığını, ayrıca alacağın rehinle de temin edildiğini, taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılarak mükerrer tahsilata neden olunacağını" belirterek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep ettiği fakat bu itirazların İİK'nun 265.maddesi kapsamında olmadığı-
İflasın ertelenmesi istemi sebebiyle mahkemece verilen tedbir kararından sonra takip yapılamayacağı- Yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe kefalet sözleşmesinin geçerli olmayacağı-
Borçlunun ikametgahının bulunduğu yerde -takip konusu kambiyo senedine dayanarak- icra takibi yapılabileceği—
Haciz, davacı 3. kişi şirketin adresinde yapıldığından ve adresin borçlu şirketin adresi olduğu ispatlanamadığından, istihkak davasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesinin isabetli olduğu- 6183 sayılı Yasa mad. 66'ya dayalı olarak açılan istihkak istemine ilişkin davada, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirlenmesi gerektiği-
İhtiyati haciz kararına karşı itirazı düzenleyen İİK'nın 265. maddesinde, mahkemenin yetkisinin itiraz edilebilecek nedenler arasında sayıldığı, yine aynı maddede borçlunun, ihtiyati haciz kararına huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebileceği düzenlenmiş olup, dosyada yapılan incelemede haciz tutanağının borçlulara tebliğine ilişkin bir tebligat parçası olmadığı gibi bu yönde bir iddianın da bulunmamasına göre talep eden vekilinin ihtiyati haciz kararına itirazın süresinde yapılmadığına ilişkin istinaf itirazı yerinde olmadığı gibi borçluların ikametgahı ve kazanın meydana geldiği yer itibariyle ihtiyati haciz talebinde bulunulan İzmir Mahkemelerinin yetkili olmadığı da anlaşıldığından mahkemece bu gerekçeye dayanan itirazın kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına dair verilen kararda bir isabetsizlik olmadığı-
İİK/nun 331 inci maddesinin birinci fıkrasında yaptırıma bağlanan alacaklıya zarar vermek kastıyla mevcudunu eksiltmek suçunun oluşumu için, yapılan satışın gerçek olmayıp, suni bir satış olmasının gerekeceği-
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlanılan icra takibinde borçluların, takibe konu senedin kambiyo senedi vasfında olmadığı, genel kredi sözleşmesinin teminatı olduğunu ileri sürdüğü davada, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğunun yazılı belge ile kanıtlanması, genel kredi sözleşmesinin aslının ya da tamamının onaylı örneğinin celbedilerek gerekli araştırma yapıldıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Taahhüt tutanağında son taksit tarihi olan 30/3/2009 tarihinde ödenecek miktar belirtilmeyerek, "kalan kısım" şeklinde yazılmış ise de ; 15/2/2008 tarihli taahhüt tutanağı dikkatlice incelendiğinde, borçlu ; asıl alacak, tahsil harcı, işlemiş faiz, komisyon v.s. gibi masraflar ayrı ayrı gösterilmek suretiyle toplam borcun 23.075,60 TL olduğunu kabul ettiği ve bu miktar üzerinden ödeme taahhüdünde bulunduğu, işlemiş faiz ile somaki faizin ayrı ayrı belirtildiği, kaldı ki, şikâyete konu taahhüdün düzenlendiği Azdavay İcra Müdürlüğüne yazılan 1/2/2008 tarihli talimat yazısında da borç miktarının 22.869,82 TL olarak gösterildiği dikkate alındığında, taahhüt tutanağındaki borç miktarının hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ve bu miktar nazara alınarak icap ve kabulde bulunulduğunun kabulünün zorunlu olduğu-
Borçlu birden fazla ise, HMK.nun 7/1. maddesinin birinci cümlesine göre, borçlulardan birinin yerleşim yeri icra dairesinde takip yapılabileceği, bu durumda, diğer borçluların yetki itirazında bulunamayacakları, ancak, anılan hükmün, borçlulardan birinin onun için genel yetkili yerleşim yeri icra dairesinde takip yapılması ve onun hakkındaki yetkinin kesinleşmiş olması hali için olduğu-
İştirak halindeki mallarda, meslek ve sanat dolayısı ile haczedilmezlik iddiasının ileri sürülemiyeceği–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.