5411 sayılı Bankacılık Kanununun 138/4 maddesi uyarınca; fonun alacaklı olduğu ve İcra ve İflas Kanunu uyarınca yapılan takiplerde, borçlular tarafından yapılan itirazların satış dışında takip işlemlerini durdurmayacağı-
Mahkemeye yapılan borca itiraza ilişkin talebin incelenmesi sırasında yetkisizlik kararının kesinleşmesini müteakip icra dosyası başka bir icra müdürlüğüne gönderilmiş olduğundan, o icra dairesinde muteriz borçlu yönünden derdest bir icra takibi bulunmamakta olup, mahkemece, borçlunun borca itirazının konusu kalmadığından reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacı, dava dışı üçüncü kişiden davalıdan olan alacağının 100.000 TL'sini devralmış, temlik belgesini davalıya tebliğ etmiş, bu davanın açılmasından önce temlik alınan para, temlik edenin borçlarından dolayı icra veznesine ödenmiş olduğundan davacı bu paranın kendisine ödenmesi gerektiği iddiasında olduğu takdirde, eda davası açmak suretiyle bu parayı davalıdan talep edebileceğinden davacının, davacının tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı için davanın reddine karar vermek gerektiği-
3.kişi vekilinin, takip dosyasından haczedilen menkullerin müvekkili lehine kurulmuş olan ticari işletme rehni kapsamında kaldığını ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep ettiği istihkak davasında, makinalar ticari işletme rehni kapsamında bulunduğundan hacizlerin kaldırılması gerektiğine dair verilen kararın onanması gerektiği-
Alacaklıya savunma hakkı tanınmasının yanı sıra; şikayete konu haczedilen alacakların çevre ve temizlik vergisi payı olduğu iddia edilmiş ise de, bu paraların gerçek niteliği, mahkemece duruşma açılarak ve şikayetin mahiyetine göre gerektiğinde bilirkişi raporu alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Geçerliliğini sürdüren ihtiyati haciz kararına dayalı olarak haciz uygulanmasında yasaya aykırılık olmayıp, sonradan mahkemesince verilen açıklamanın, ihtiyati hacizlerin kaldırılması sonucunu doğurmayacağı gibi, bu tarihten önce konulmuş ihtiyati hacizleri de etkilemeyeceği-
Hakkında yapılan takip kesinleşmeden (kendisine icra emri tebliğ edilmeden) önce icra kefilinin muvafakatı geçerli olmayacağından, bu muvafakat üzerine yapılan maaş haczinin de sonuç doğurmayacağı (icra kefilinin, icra emri tebliğinden ve sürelerden feragat etmiş olsa bile, takip kesinleşmeden kefilin maaşına haciz konulamayacağı)-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.