İİK. 177/I-3'e göre iflâs kararı verilebilmesi için, "konkordato mühleti verilmesi talebinin reddi" veya "konkordatonun tasdiki talebinin reddi" kararlarının kesinleşmiş olması gerektiği–
Şikayetçi üçüncü kişinin, "haczi yapılan menkuller üzerinde rehin alacağı olduğunu" ileri sürerek, "satış ve sonraki aşamalarda rüçhanlı alacaklı olarak kabul edilmesini ve paylaştırma aşamasında bu durumun göz önüne alınmasına" yönelik yaptığı başvurunun, satış sonrasında sıra cetveli yapılması halinde sıra cetveline itiraz olarak, icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılmaması durumunda ise memurluk işlemini şikayet yoluyla ileri sürülebilecek iddialar olup, mahkemece bu aşamada anılan şikayetin dinlenme olanağı bulunmadığından reddi gerekirken istemin esasının incelenerek reddinin isabetsiz olduğu-
Davacının takibe koyduğu çeklerin keşide tarihlerinin davalının takibine dayanak teşkil eden bononun vade tarihinden sonra olduğu, dolayısıyla davalı alacağının daha önceki bir tarihte doğduğu-
İhtiyati tedbir kararında, "icra takibi yapılmamasına veya yapılacak takiplerin iptaline" ilişkin bir hüküm mevcut olmayıp, yapılan ve yapılacak tüm takip işlemlerinin "durdurulmasına" karar verildiği anlaşıldığından; mahkemece, alacaklı tarafından başlatılan icra takibinin iptali yerine "durdurulmasına" karar verilmesi gerektiği, daha önce borçlunun başvurusu üzerine, icra müdürlüğünce bu tedbir kararı dikkate alınarak takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşıldığından, "takibin iptali" isteminin reddi gerektiği-
Kesin aciz belgesinin icra mahkemesince iptal edilmesi sebebiyle tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesinin hatalı olacağı, mahkemece davalı borçluya karşı yapılan diğer bir takipte verilen mal beyanı dilekçesinde dört adet taşınmazdan başka mal bildirilmemesi ve borcu ödeme imkanı bulunmadığının belirtilmiş olması, belirtilen taşınmazların değeri, yapılan hacizde haczi kabil mala rastlanmaması birlikte değerlendirilerek tutulan haciz tutanaklarının geçici aciz belgesi niteliği taşıyıp taşımadığı değerlendirilmeden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olacağı-
Takibe konu çek üzerindeki keşideci imzasının davacı şirket tarafından verilen vekalete istinaden imzalanana ait olduğu, davalı tarafından sunulan deliller kapsamında da davalının çek nedeniyle davacıdan alacaklı olduğunun belirlendiği gerekçesiyle menfi tespit ve birleşen istirdat davasının reddi gerektiği-
İhtiyati haciz tutanağının bir örneğinin hazır bulunmayan borçluya tebliğ edilmemiş olmasının, ödeme emrinin tebliğini geçersiz kılmayacağı–
-6352 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Anayasaya aykırı olduğuna dair yapılan başvuru üzerine verilen- Anayasa Mahkemesi'nin 04.07.2013 T. E: 2012/100, K:84 sayılı kararı-
Borçluya yapılan kıymet takdirine ilişkin tebligat işlemi ile buna bağlı olarak yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olması halinde, yapılan ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.