Belediyelerin İller Bankası payı, vergi, resim ve harçları, cenaze arabası, çöp arabası, ambulans, otobüs ve itfaiye aracı gibi niteliği gereği kendiliğinden kamuya tahsisli mallarının haczi halinde şikayetin kamu düzeni ile ilgili sayılacağı-
İlave tediye alacağının ödetilmesine ilişkin davada, davalı taraf harçtan muaf olduğundan, mahkemece davacıdan da harç alınmasına gerek yoktur yorumu ile TMK'nun 1. maddesine göre boşluğun içtihatla doldurulduğundan söz edilemeyeceğinden, nispi karar ve ilam harcına tabi davalarda ıslah ile dava değerinin arttırılması halinde artan dava değeri üzerinden karar ve ilam harcının tamamlanması (ıslah harcı) gerekeceği, tamamlama harcı yatırılmayan ıslah beyanının yok hükmünde olacağı-
Borçlunun “borca itirazının kaldırılmasına” karar verilen durumlarda, itirazın esasa ilişkin olması ve alacaklının da talebinin bulunması durumunda, borçlu aleyhine inkar tazminatına karar verilemeyeceği-
K. takdirine ilişkin tutanağın (veya 103 davetiyesinin) taşınmaz maliki olan borçlu yerine, ayni takipte borçlu olan diğer kişiye tebliğ edilmesinin sonuç doğurmayacağı–
İhtiyaten haczedilen malın satılıp bedeli paylaştırılırken, ihtiyati haciz kesin hacze dönüşmemiş olması halinde, uygulanan ihtiyati haciz için ayrılan payın, İİK. 138 son uyarınca depo edilmesi gerekeceği—
İcra mahkemesine yapılan başvurunun, İİK'nun l69/a ve 170 maddelerine dayalı borca ve imzaya itiraz olduğu; itiraz, Medeni Usul Hukuku anlamında bir dava olmayıp, hasmın yanlış gösterilmesi veya hiç gösterilmemiş olmasının, istemin bu nedenle reddini gerektirmeyeceği, itirazın, doğru hasma yöneltilerek sonuçlandırılması gerekeceği-
İtirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvuru için öngörülen altı aylık sürenin (İİK. 68), öğrenme tarihinden değil borçlunun itirazının, alacaklıya tebliğinden itibaren işlemeye başlayacağı, borçlunun itirazı alacaklıya tebliğ edilmiş olmadıkça itirazın kaldırılması için öngörülen hak düşürücü sürenin işlemeye başlamayacağı-
6183 sayılı Kanun uyarınca, kamu alacağından dolayı açılan iptal davalarında, mahkemenin satışa konu taşınmazın gerçek değerinin çok altında satılmış olduğunu tesbit etmesi halinde, "davalı üçüncü kişinin iyiniyet iddiasında bulunamayacağını"da vurgulayarak, "satışın iptaline" karar vermesi gerekeceği–
Takip başlatan alacaklı tarafından, temlik alacaklısı konumundaki şirketlere yapılmış herhangi bir temlik işleminin dosya içerisinde mevut olmadığı görüldüğünden, mahkemece, varlık yönetim şirketlerinin devir ve birleşme işlemlerinden önce ilk temlik alacaklısı konumunda olan A.Ş’ye, takip alacaklısı A.Ş tarafından, yapılmış bir temlik işleminin olup olmadığı araştırılarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.