İflâstan önce paraya çevrilmiş olan taşınır/taşınmaz malların (ihale bedellerinin) iflâs masasına girmeyeceği; İİK. 138-144'e göre ihale bedelinin satılan taşınır/taşınmaz üzerinde haczi bulunan alacaklılar arasında paylaştırılması gerekeceği–
Borç, ihtirazi kayıtla ödenmiş olduğundan, menkuller üzerindeki haciz kalkmış olsa dahi, dava ödenen bedel üzerinden devam edeceğinden, yargılamaya devam edilerek, deliller toplanıp işin esasına girilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, ortada istihkak iddiasına konu menkul haczi bulunmadığından bahisle, yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Borçlu hakkında 6183 sayılı yasa kapsamında 3 ayrı takip başlatıldığı, borçlunun taşınmazının haczedildiğine ilişkin tapuya yazılan müzekkerede 3 ayrı takibin tevhit edildiği ve Tapu Sicil Müdürlüğü'ne gönderilen haciz bildirisinde 2007/19236 tevhit numarasının bildirildiği ve alacak tutarınında 12.737,00 TL olarak açıklanmış olması karşısında sıra cetvelinin iptali davasının yerinde olmadığı-
Taşınmaz üzerinde başka icra dosyası nedeniyle haczi bulunan alacaklının “tapudaki ilgili” sıfatıyla ihalenin feshini isteyebileceği-
Haciz müzekkeresine konu hakkın haczinin, şeklen ya da esasen mümkün olup olmadığı, borçlunun hukukunu ilgilendirmekte olup, 3. kişinin korunmaya değer hukuki yararı olmadığından haciz müzekkeresinin iptali için şikayet yoluna başvuramayacağı-
Muvazaaya dayalı iptal davasının kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK. mad. 283/1, 2 kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekeceği- Davacı vekilinin, eldeki davayı davalı aleyhine açılan boşanma davası sonucu hükmedilmesi muhtemel tazminat alacağının tahsiline yönelik açtığı, tedbir nafakasına ilişkin takip dosyasına konu borç ödenmiş olduğu, aile mahkemesinin kesinleşmiş ilamı ile davacı lehine tazminat ile müşterek çocuklar için iştirak nafakasına hükmedildiği ve takip dosyası ile ilamın takibe konduğu ve takibin derdest olduğu anlaşıldığından, eldeki davanın bu takip dosyasındaki alacağın tahsiline yönelik olarak açıldığı kabul edilerek, delillerin TBK'nun 19. maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, tedbir nafakasına ilişkin borcun ödendiği gerekçesiyle davanın reddinin hatalı olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.