Borçlu belediyece haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraların aynı hesapta toplanmasının ve birbirine karıştırılmasının, haczedilmezlik hakkından feragat olarak kabul edilmesi gerekeceği, bilirkişi aracılığı ile gerektiğinde yerinde inceleme yapılarak, hesabın vergi, resim, harç hesabı olup olmadığı açıkça ortaya konulması gerekeceği-
Takip talebine ve ödeme emrine sonradan eklenen "haciz yolu ile tahsil ve tahliye" sözcüklerinin altının ayrıca imzalanmaması halinde, bu eklemenin geçersiz olacağı
İpoteğin asıl borçlunun borcunu teminen tesis edildiğinin anlaşılması halinde müteselsil kefil hakkında ihtiyati haciz kararı verilebileceği-
Taşınmazın alacaklıya satıldığı anda alacaklı ve borçlu sıfatı birleşeceğinden, 25.01.2012 satış tarihi itibariyle her iki dosyada da taşınmaz üzerindeki hacizlerin kendiliğinden kalkacağı, dolayısıyla şikayetçiye alacağın temlik edildiği 10.07.2012 tarihi itibariyle her iki takip dosyasında da ihaleye konu taşınmaz üzerindeki hacizlerin kalkmış durumda olduğu, bu sebeple şikayetçinin ihalesi yapılan taşınmazın haciz alacaklısı sıfatıyla ihalenin feshini isteme hakkının bulunmadığı, şikayetçinin ihalede pey de sürmemiş olup, İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca ihalenin feshini talep edebilecek kişilerden olmadığı-
Dava konusu senetlerin protokolde belirtilen zamanda tamamen ödenmediği ve teminat özelliği gereğince takibe konulması gerektiği konusunda açıklık bulunmakla birlikte davacının senetlere mahsuben yaptığı ödemelerin üzerinde durularak bu ödemelerin dava konusu bonolara mahsuben yapıldığının anlaşılması halinde yapılan ödeme miktarlarında menfi tespit davasının kabulü gerekeceği-
Takip konusu bonodaki imzanın –iddia edildiği gibi- başka bir belgeden kesilerek oluşturulmuş olup olmadığının bilirkişi incelemesi yaptırılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İstihkak davalarında geçerli bir haczin ve geçerli bir icra takibinin bulunmasının dava şartı olduğu ve duruşmanın her aşamasında bu hususun mahkemece kendiliğinden araştırılacağı-
Mahkemece, hükme esas alınan ve Adli Tıp Kurumunca düzenlenen raporda; imzaların borçluların eli ürünü olduğuna ilişkin kesin kanaat bildirilmediği gibi, raporlar arasındaki çelişkinin de giderilmesi için yeniden ehil bilirkişilerden oluşacak bir kuruldan kuşkudan uzak, Yargıtay denetimine ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.