İİK.nun 269/III maddesi gereğince davacı alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebileceği, icra dosyasında İİK.nun 59. maddesi uyarınca itiraz dilekçesi davacı alacaklıya tebliğ edilmediğine göre itirazın kaldırılması ve tahliye davasının süresinde açıldığının kabulü gerekeceği-
Mirasçıların başvuruları üzerine, icra mahkemesince borçlulara İİK. mad. 68/3 uyarınca mirasın hükmen reddedilmiş olduğunun tesbiti amacıyla mahkemede dava açmaları ve ilam getirmeleri için uygun bir süre verilmesi ve bu hususun bekletici mesele yapılması gerektiği-
Zamanaşımı kesen takip işlemi hangi borçlu hakkında yapılmış ise, o borçlu yönünden zamanaşımını kesip, hakkında işlem yapılmayanlar için zamanaşımını kesmeyeceği-
Senet metni dışına atılmış imzaların aval şerhi sayılmayacağının kabulü gerektiği-
Alacaklı tarafından borçlu hakkında menfi tespit davasına konu çek ile ilgili takip, menfi tespit davasında verilen tedbir kararından önce başlatıldığından, verilen bu tedbir kararı, önce başlatılan icra takibinin iptali sonucunu doğurmaz ise de çekin icra takibine konulmaması yönünde verilen tedbir kararına rağmen takibe devam edilemeyeceğinden icra takibinin durdurulması gerekeceği- Mahkemece, borçlu tarafından çek tazminatı ve çek komisyonu istenemeyeceği ileri sürüldüğü halde borçlunun bu itirazı yönünden olumlu olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-
Mahkemece, borçluların borca itirazı kısmen kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin borçlular yönünden kabul edilen miktar yönünden durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, iptaline hükmedilmesi isabetsiz olup hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerektiği-
İcra mahkemesince verilmiş olan “takibin durdurulması”na ilişkin kararın uygulanmamış olması ve inkar edilen imzanın borçluya ait olduğunun saptanması halinde, mahkemece borçlu aleyhine “inkar tazminatı”na ve “para cezası”na hükmedilemeyeceği-
4969 s. K’nun geçici 2. maddesi gereğince mahkemece verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının, borçlu şirket hakkında icra takibi yapılmasını önler nitelik taşımadığı–
Borçlu ,ödeme emrinin kendisine tebliğ edildiğinin icra mahkemesince tesbit edildiği tarihe nazaran süresinde icra dairesine itrazını bildirmiş olduğundan takip kesinleşmeden önce konulmuş hacizlerin kaldırılması gerekeceği-
İİK. 72 uyarınca usulüne uygun olarak verilmiş bir «tedbir kararı» bulunmadıkça -takibe konu alacağın tahsili geciktirilmemiş olacağından- davalı alacaklı yararına tazminata hükmedilemeyeceği–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.