İcra takibinin kesinleşmesinden önceki dönemde mirasın reddedilmiş olduğu hususunun maddi hukuka dayalı bir borca itiraz sebebi olduğu; nitekim bu hususun Hukuk Genel Kurulunun 19.11.2014 tarihli ve 2013/12-2240 E., 2014/929 K. sayılı kararında da benimsenmiş olduğu- Somut olayda borçlunun takibin kesinleşmesinden önce TMK'nın 606. maddesine göre alınan mirasın kayıtsız şartsız reddedildiğine ilişkin sulh hukuk mahkemesi kararını, ödeme emri tebliğinden itibaren yasal yedi günlük sürede icra dairesine bildirmediği anlaşılmakta olup, bu durumda takibin kesinleşmesinden sonra mirasın reddine ilişkin mahkeme kararı icra dairesine sunularak hacizlerin kaldırılmasının istenemeyeceği-
Senet üstüne maddi hata yapılarak yanlış yazılmış olan tanzim tarihinin tahrif yapılarak düzeltilmiş olmasının senedin kambiyo senedi niteliğini etkilemeyeceği-
Her ne kadar mahkemece imzaların aidiyetinin belirlenememesi sebebiyle kesin kanaat bildirilemeyen, senetteki imzanın borçluya ait olup olmadığı hususunda farklı tespitler içeren raporların borçlu lehine yorumlanması gerektiğinden bahisle imzaya itirazın kabulüne ve takibin durdurulmasına karar verilmiş ise de, dosyada mevcut ......... tarihli bilirkişi raporunda imzanın borçlunun eli ürünü olduğu yönünde kesin kanaat bildirildiği, bahsi geçen raporun uzman bilirkişiler tarafından gerekli teknik cihazlar kullanılmak suretiyle, keşide tarihine en yakın mukayeseye esas belgeler üzerinden inceleme yapılarak düzenlendiği, dolayısıyla kesin kanaat içeren bu raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu, bundan sonra ........... tarihli Adli Tıp Kurumunca düzenlenen raporun fuzuli olduğu ve kesin kanaat de içermediği görüldüğünden, İlk Derece Mahkemesince; imzaya itirazın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı çekin arka yüzünün incelenmesinden, birinci ciranta olan şikayetçi borçlunun cirosunun iptal edildiğinin saptanması halinde, çizilmiş ciro yazılmamış sayılacağından, cirosu iptal edilen şikayetçi hakkında, borçlu sıfatı ile talip yapılamayacağı-
Mahkemece davanın reddine karar verilerek, davalı tarafından dava dışı 3. kişiye ödenen bedelin 39.773,10 TL olduğu ancak davalının takibinde herhangi bir ayrım yapmaksızın 75.000 TL talep ettiği ve bu miktardan borçlu olmadığının tespitinin istendiği, talep edilen miktar içerisinde “Manevi tazminat” isteminin de olduğu davalı tarafından verilen dilekçe ile beyan edildiği halde, mahkeme tarafından manevi tazminata ilişkin hiçbir araştırma yapılmaksızın, bir başka deyişle manevi tazminat gerekip gerekmediği gerekiyor ise miktarının ne olacağı konuları üzerinde gerekli inceleme yapılması gerekirken talep edilen manevi tazminat yönünden de davanın reddine karar verilmesi şeklinde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Alacaklı takip dayanağı çekin ileri tarihli düzenlendiğini İİK.nun 169/a maddesi uyarınca yazılı nitelikte bir belge ile ispatlayamadığından,mahkemece itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu aleyhine başlatılan şikayet konusu takip tarihinin verilen mühlet kararı sonrasında olduğunun anlaşıldığı- Her ne kadar mahkeme tedbir kararında takiplerin durdurulmasına denilmişse de aynı fıkrada İİK 294 maddesinin de yazıldığı, İİK 294'ün açık hükmü karşısında mahkemenin durma şeklindeki tedbir ara kararının hüküm ifade etmeyeceğinin açık olduğu- İlk derece mahkemesince; İİK 294. maddesine göre mühlet içinde hiç bir takip işlemi yapılamayacağı hükmü gereği, şikayet konusu takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun mevcut hacizlerin kaldırılması ve hacizli mallarının satılmasını önlemek için, takip giderleri ve faizleri ile birlikte borcun tamamını karşılayacak ve her an paraya çevrilebilecek muteber ve kesin banka teminat mektubunu takip dosyasına ibraz ettiğine göre, icra müdürlüğünce teminatın kabul edilerek hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, İİK'nun 72/3. maddesindeki 'para' tabiri dar yorumlanarak istemin reddini isabetsiz olduğu-
Davacı şirketler hakkında yapılmış ve yapılacak ( İİK.nun 206. maddesi birinci sırasında yazılı alacaklara ilişkin olanlar hariç olmak üzere ) 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna dayalı olanları da kapsar şekilde hangi sebebe dayanırsa dayansın icra takipleri ile ihtiyati haciz, haciz ve tedbir uygulamalarının ve İİK.nun 89/1 madde ihbarnamelerinin tedbiren durdurulmasına karar verildiğinden bahisle, mahkemece, tedbir kararından sonra açılan takibin "iptaline" değil; "durdurulmasına" karar verilmesi gerektiği-
Mehil vesikası verilmesi ve bilahare tehiri icra kararının sunulmasının sadece takibi olduğu yerde durduracağı, daha önce yapılmış hacizlerin kaldırılmasını sağlamayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.