İflasın ertelenmesi davası kapsamında  verilen tedbir kararının yalnızca "icra veznesine yatırılan paraların alacaklıya ödenmemesine" ilişkin olduğu ve takibin durdurulmasına ilişkin olmadığı anlaşıldığından ve icra hakimi tarafından genel mahkemenin vermiş olduğu bu kararın yorumlanması ve genişletilmesi mümkün olmadığından, ayrıca,  tedbir kararının verildiği mahkemece menfi tespit davasının reddine karar verilmiş olduğu anlaşıldığından, mahkemece, maaş haczinin kaldırılmasına ilişkin şikayetin reddi gerektiği-
İflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararında özellikle tedbirin ihtiyati hacizleri de kapsayacağı belirtilmediği sürece, icra takiplerinin durdurulması yönünde verilen tedbir kararının, ihtiyati haczin infazını engellemeyeceği-
Senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti, senet elinde olup takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya ait olduğu-
Borçlunun itirazını ispata yarar, İİK'nın 169/1. maddesinin aradığı nitelikte bir belge ibraz edemediği, alacaklının bu konuda kabul beyanı da bulunmadığından, borca itirazın reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacının icra dairesinde aleyhine takibe girişilmesi üzerine süresinde borca itiraz ettiği ve icra müdürlüğünce de takibin durdurulmasına karar verildiği durumda davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı gözetilmeden yazılı şeklide işin esasına girilmesinin gerekmeyeceği-
İcra mahkemesince “imza itirazı”nda haklı çıkmış olan taraf vekili lehine “maktu” yerine “nisbi” vekalet ücretine hükmedilemeyeceği-
Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen, Jandarma Kriminal Laboratuvarı'nın raporu ile, takip dayanağı çekteki borçlu adına atfen atılı imzanın borçlu eli ürünü olmadığının rapor edildiği davada, süresinde imzaya itiraz eden borçlu hakkında TCK. 158/1-f gereğince yargılama yapılması için asliye ceza mahkemesince 'görevsizlik kararı' verilmiş olmasının, takip konusu çekte borçluyu sorumlu kılacak imzasının bulunmadığı sonucunu değiştirmeyeceği-
Borçlu şirketin “tek imza ile temsil edilemeyeceği”ne yönelik itirazının, ”borca itiraz” sayılacağı ve kabulü halinde mahkemece “takibin durdurulmasına” yerine “takibin iptaline” karar verilemeyeceği-
TTK. mad. 732. uyarınca, çekin meşru hamili olan kişinin, kambiyo senedine dayanan haklarının muhafazası için kanun hükmünce yapılması gereken muameleyi ihmal etmesi dolayısıyla, çekten doğan borçları düşmüş olsa bile, keşideci aleyhine ya da(temel ilişkiye dayalı olarak) ciranta aleyhine alacak davası açabileceği-
İcra dairesinde borçluya kefil olan üçüncü kişinin bu kefaletini, daha sonra asıl borçlunun senet altındaki imzayı inkâr etmesinin etkilemeyeceği–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.